İlki 1955 yılında sonuncusu ise 1987 yılında çıkan, Yaşar Kemal’in adeta hayatı boyunca yaşadıkça yazdığı bu roman 32 yılda yazılmıştır. İki bin küsur sayfalık bu şaheser 4 ciltten oluşmaktadır. Bir başkaldırış hikayesi olan İnce Memed, bir dönem Anadolu halkının türlü sıkıntılarını işlemektedir. Yaşar Kemal ilmek ilmek işleyerek adeta bir evren yaratmıştır.
Kategori: Kitap
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni Dünya (Brave New World), Huxley’nin beşinci romanı ve ilk distopya denemesidir. Romanda, Londra’da 26. yüzyılda ütopik bir dünya devleti kurgulanmış ve bu roman distopya türünün en önemli eserlerinden kabul edilmiştir. Eserinde özellikle iki ana karakter üzerine odaklanan yazar; genetik ve sosyal özelliklerin tamamen ortadan kaldırılarak insanların duygusuzlaştırıldığı ve bir kast sistemi içerisinde yaşamaya koşullandırıldığı toplum yapısını okurlarına aktarmıştır.
Bilimsel Devrimlerin Yapısı
Thomas Kuhn’un “Bilimsel Devrimlerin Yapısı” isimli eseri ise bu alanda yeni bir çığır açmayı başarabilmiş ve bilim felsefesini bilim tarihi ve sosyolojisiyle irtibatlandırıp daha geniş açıdan okuma yapmamızı sağlayabilmiştir. Ayrıca Kuhn’un paradigma-olağan bilim-bilimsel devrimler gibi kavramlarla bilimsel etkinliğin salt mantıksal-matematiksel bir uğraşı olmadığını gösterip onun daha doğru bir tasvirini-betimlemesini yaptığını belirtmek gerekmektedir. Bununla birlikte bir “Kuhn’cu” olmamak ve onun en meşhur kavramı olan paradigmayı (Karl Popper’ın yanlışlamacılık kavramının mutlaklaştırılması gibi) mutlaklaştırmamak için Kuhn’un Bilimsel Devrimlerin Yapısı’ndaki görüşlerini bilimsel metodun ne olduğuna ilişkin getirilen diğer açıklamalarla birlikte okumak ve sınırlılıklarını görmek durumundayız.
Göğü Delen Adam: Modern Çağın Modern Olmayan Filozofu Tuiavii
Göğü Delen Adam, Samoa dilindeki ‘Papalagi’ kelimesinin karşılığıdır. Papalagi kelimesi kitapta Avrupalılar için kullanılmıştır. Adaya ilk gelen misyoner yelkeninin ufuğu delip geldiğini belirtmek için bu kelimeyi kullanmışlar. Kitap, Tiavea kabile reisi Tuiavii’nin modern hayatı eleştirmesini konu edinmiştir. Modern hayatı eleştiren Tuiavii misyonerlik okulunda okumuş, birçok Avrupa şehri gezmiş sonra da adasına dönerek yerli hayatına geri dönmüştür. Gerçek hayatta kitapta yazan konuşma sözlü bir şekilde ifade edilmemiş fakat taslak olarak yerli dilinde yazılmıştır. Kitap Erich Scheurmann tarafından yazılmıştır.
Vatan yahut Silistre
Vatan yahut Silistre’nin konusu Kırım Savaşı esnasında gönüllü olarak cepheye giden İslam Bey ile sevdiğinin arkasından erkek kılığına girerek cepheye giden Zekiye Hanım’ın aşkıdır. İki gencin aşkını anlatmasının yanında cepheye gönüllü olarak giden İslam Bey’in yüreğindeki vatan ve millet sevgisi de Vatan yahut Silistre’yi etkileyici bir eser haline getiren diğer bir önemli husustur. Nâmık Kemal’in bu iki mühim duyguyu, bizlere, sanki cephedeymişçesine hissettirmesi eseri daha da çekici kılmaktadır.
Hatırda Kalanlar-Münci Kalayoğlu
“Yüzyılın Beyin Cerrahı” Gazi Yaşargil, Nobel Kimya Ödülü sahibi Aziz Sancar, şimdilerde senatör adaylığını açıklayan Mehmet Öz ve son dönemde de Pfizer-BioNTech COVID-19 aşısının üreticisi Özlem Türeci ve Uğur Şahin çifti… Bu saydığımız isimler dünya çapında bilinen Türk hekimlerden birkaçı fakat şimdi zikredeceğimiz Münci Kalayoğlu ise muhtemelen pek çoğunuzun ilk defa duyacağı bir hekim. Bu yazımızda, yaptığı binlerce nakil ameliyatı ile hem dünyanın hem de ülkemizin cerrahi alandaki gelişiminde çok büyük role sahip olan Münci Kalayoğlu’nu ve kendi hayatını yazdığı “Hatırda Kalanlar” kitabını inceleyeceğiz.
Ya Zaman Var Olmasaydı?
“Ya Zaman Var Olmasaydı?”da ünlü İtalyan bilim adamı Carlo Rovelli, kuantum fiziğini anlatmıştır. Bunun yanı sıra yazar, fiziğin geçmişten günümüze doğru evriminden, kendi hayat tecrübelerinden, felsefeden ve modern bilimin dünyayı nasıl yorumladığından da bahsediyor.
Tabiat Kanunları Değişmez Mi? -4 Zorunsuzluk Doktrini ve Güncel Problemler
Kitap incelememizin son yazısında, “Tabiat Kanunları Değişmez mi?” isimli eserin adına da ilham olan doğa yasalarının değişebilmesinin imkanı, bilimsel açıklamalarda oynadıkları rolün nedensellikle ilişkisi gibi 21. yüzyılda dahi tartışılmaya devam eden bir konuya odaklanıyoruz. Öncesinde zorunsuzluk mefhumu üzerine kurulmuş düşünce sisteminde filozofumuz Boutroux’nun deneysel yöntemi, nedenselliği ve bilimi nasıl konumlandırdığını inceledik. Devamında doktrinin, 20. yüzyıldaki bilimsel gelişmelerden ne gibi bir karşılık bulduğuna bakıyor ve teorik düşünceden pratiğe nasıl geçiş yapıldığını inceliyoruz.
Tabiat Kanunları Değişmez mi?-3 Zorunsuzluk (Olumsuluk) Doktrini
Bu yazımızda, bir önceki yazıdan devamla psikoloji ve sosyolojinin kanunlarına dair eleştiriyi inceliyoruz. Psikolojik ve sosyolojik vakaların fizik ve coğrafi şartlara indirgenmesinin imkanının tartışıldığı bu bölümlerde zorunsuzluk fikrinden insan hürriyeti fikrine nasıl geçiş yapıldığını da fark edebileceğiz. Sonrasında ise Boutroux’nun geliştirdiği zorunsuzluk doktrininin tam olarak neyi karşıladığından, zorunsuzluğun şans kavramından farklılığından ve söz konusu öğretide varlık katmanlarının hangi rolü oynadığından bahsetmeye çalıştık.
Tabiat Kanunları Değişmez mi? -2 Tabiat Bilimlerinin ve Kanunlarının Tenkidi
Kitabın ikinci bölümünde Prof. Bolay, Emile Boutroux’nun doğa bilimleri ve doğa yasaları hakkında getirdiği eleştirileri incelemektedir. Öncelikle tabiat kanunlarının (doğa yasalarının) tanımını ve tabiat kanunu fikrinin düşünce tarihindeki seyrinin bizlere sunulduğu kitapta müteakiben; Boutroux’nun bu kanunları bir hiyerarşiye tabi tutarak doğa yasalarının gerçekliği ne kadar yansıtabildiğine, zorunluluk belirtip belirtmediklerine, dış dünyada bir nesne-eleman olarak var olup olmadıklarına ve gerçekliği ortaya çıkarmayan, yalnızca onu betimleyen matematiksel semboller olarak kabul edilip edilemeyeceğine ilişkin yürüttüğü felsefi eleştirileri detaylı bir biçimde anlatılmaktadır.