Bilimciliği işlediğimiz bir önceki yazımızda metodolojik natüralist paradigmayı terk etmemizin sadece teorik gerekçeleri olmadığını, aynı zamanda başta bilim insanları olmak üzere toplumu getirdiği noktanın, insan düşüncesini tek tipleştiren ve körelten bir vaziyet olduğunu ortaya koymaya çalışmıştık. Seriyi noktaladığımız bu yazımızda ise, öncelikle “paradigma” kavramıyla ne kastettiğimizi açıklıyoruz, sonrasında metodolojik natüralist paradigmanın yerini almasını umduğumuz “nötr paradigmayı” ana hatlarıyla tarif ediyoruz, devamında sözünü ettiğimiz paradigma değişikliğinde aklımıza takılabilecek soruları cevaplandırıyoruz, nihayetinde ise yazı serimizi özetleyerek konuyu noktalamış oluyoruz.
Ay: Kasım 2021
Bilimcilik: Bilime Olan Sevgi ve Güvenin Suistimali
Bilimsel bilginin, özellikle son iki yüzyılda olguların tasvirinde gittikçe dakikleşmesi ve bu tasvirlere dayanarak inşa ettiğimiz teknolojilerin gündelik hayatımıza birçok değer katması, haklı olarak bizlerde bilime karşı sevgi ve güven duygularının oluşmasını sağlamaktadır. Bununla birlikte bilimin kurumsal metodunun (yani bilim camiasının ona olan yaklaşımının-yorumunun) diğer adıyla metodolojik natüralizmin bilimciliği - bilimi, idealde olması gereken noktasından saptırıp gerçeklik araştırmasında tek otoriteymiş gibi sunan ideolojiyi - besleyen bir yönü de bulunmaktadır. Önümüzdeki yazının amacı, bu yönü ortaya çıkarmak ve bilimciliğin yalnızca bazı natüralist bilim insanlarının bilimi ideolojilerine alet etmelerinin ürünü olarak değil aslında genel kabul görmüş bilimsel yorumlama biçiminin doğal bir uzantısı olduğunun anlaşılabilmesine katkı sağlamaktır.
Hatırda Kalanlar-Münci Kalayoğlu
“Yüzyılın Beyin Cerrahı” Gazi Yaşargil, Nobel Kimya Ödülü sahibi Aziz Sancar, şimdilerde senatör adaylığını açıklayan Mehmet Öz ve son dönemde de Pfizer-BioNTech COVID-19 aşısının üreticisi Özlem Türeci ve Uğur Şahin çifti… Bu saydığımız isimler dünya çapında bilinen Türk hekimlerden birkaçı fakat şimdi zikredeceğimiz Münci Kalayoğlu ise muhtemelen pek çoğunuzun ilk defa duyacağı bir hekim. Bu yazımızda, yaptığı binlerce nakil ameliyatı ile hem dünyanın hem de ülkemizin cerrahi alandaki gelişiminde çok büyük role sahip olan Münci Kalayoğlu’nu ve kendi hayatını yazdığı “Hatırda Kalanlar” kitabını inceleyeceğiz.
Uyku
Çoğumuz hayatımız boyunca 175.000 saat uyuruz. Bu olağanüstü miktarda zamanın kullanımı, uykunun kritik bir biyolojik fonksiyon gerçekleştirdiği anlamına gelir. Uyku hakkında uzmanlara sorulduğu zaman her seferinde aynı tatmin etmeyici cevaplar veriliyor. Bunlar temel olarak birbirinden farklı 2 cevap fakat şu ana kadar hangi cevabın kazandığı da belli değil. Biz bu makalede kanıtlar eşliğinde uykuyu inceleyeceğiz.
Doğa Yasalarının Kökeni-3: Doğa Yasası Argümanı
Doğa yasalarının nereden geldiği sorusuna cevap aradığımız ve bu soruya verilen cevaplardan mevcut bilimsel paradigmanın, metodolojik natüralizmin, savunmamıza “izin verdiği” yaklaşımları irdelediğimiz yazılarımızın sonuncusunda yasaların evrensel özellikler olarak soyut biçimde evrende var olup soyut olanı yönettiği iddiasında bulunan bilimsel realizmi inceliyoruz. Müteakiben, yasaları yalnızca düzenliliklerin bir ifadesi olarak gören “düzenlikçi” yaklaşımı ele almalıyız; zira başlıkta belirttiğimiz doğa yasası argümanı ancak yasaların kendi başlarına bir varlıklarının olmadığı ve yansıttıkları düzenliliğinin kaynağına inebilmek için doğa üstüne başvurmanın gerektiği farkına varıldıktan sonra anlamlandırılabilecektir.