Bilimsel Gelişim, BİLİM

Uyku

Çoğumuz hayatımız boyunca 175.000 saat uyuruz. Bu olağanüstü miktarda zamanın kullanımı, uykunun kritik bir biyolojik fonksiyon gerçekleştirdiği anlamına gelir. Uyku hakkında uzmanlara sorulduğu zaman her seferinde aynı tatmin etmeyici cevaplar veriliyor. Bunlar temel olarak birbirinden farklı 2 cevap fakat şu ana kadar hangi cevabın kazandığı da belli değil. Biz bu makalede kanıtlar eşliğinde uykuyu inceleyeceğiz.

ÇEVİRİ, Bilimsel Makale

Marsın Derinliklerindeki Yaşam İzleri

NASA’nın Perseverance aracı, Mars’ın yüzeyinde eski yaşamı arama görevine başlarken, yeni bir çalışma, Mars’ın yeraltını arıyor. Kızıl Gezegen’deki olası yaşamı bulmak için iyi bir yer olabileceğini öne sürüyor. Astrobiology dergisinde yayımlanan çalışma, Mars’ın yüzeyinden fırlayan ve sonunda Dünya’ya gelen Mars göktaşlarının kimyasal bileşimine baktı. Analiz, bu kayaların suyla tutarlı bir şekilde teması halinde, Dünya’nın aydınlatılamamış derinliklerinde hayatta kalanlara benzer mikrobiyal toplulukları desteklemek için gereken kimyasal enerjiyi üreteceğini belirledi. Bu göktaşları, Mars’ın kabuğunun geniş alanlarının bir örneği olabileceğinden, bulgular, Mars yeraltının çoğunun yaşanabilir olabileceğini gösteriyor.

ÇEVİRİ, Bilimsel Makale

COVID-19 Döneminde Ruh Sağlığı

Yeni bir çalışma, COVID-19 hastalarının bakımına dahil olan doktorların, hemşirelerin ve acil durum müdahalecilerinin yarısından fazlasının akut travmatik stres, depresyon, anksiyete, sorunlu alkol kullanımı ve uykusuzluk dahil olmak üzere bir veya daha fazla zihinsel sağlık sorunu için risk altında olabileceğini öne sürüyor. Araştırmacılar, bu akıl sağlığı koşullarının risk seviyesinin, 11 Eylül ve Katrina Kasırgası gibi doğal afetler sırasında gözlemlenen oranlarla karşılaştırılabilir olduğunu buldular.

ÇEVİRİ, Bilimsel Makale

Anti-Antibiyotik

Penn State ve Michigan Üniversitesi’ndeki bilim adamları tarafından yapılan yeni araştırmaya göre, antibiyotikle birlikte alınan ucuz, FDA onaylı bir ilaç -kolestiramin- antibiyotiğin antimikrobiyal direnci artırmasını engelliyor. Ekibin bulguları bugün (1 Aralık) eLife dergisinde yayınlandı. Penn State Huck Yaşam Bilimleri Enstitüsü ve Evan Pugh Biyoloji ve Entomoloji Profesörü Andrew Read, “Antimikrobiyal direnç, insanların yaygın bakteriyel enfeksiyonlardan ölmelerine yol açan ciddi bir sorundur.” dedi. “En önemli antibiyotiklerimizin çoğu başarısız oluyor ve seçeneklerimiz tükenmeye başlıyor. Antimikrobiyal dirençle mücadelede yardımcı olabilecek bir terapi oluşturduk: Direncin gelişimine ve ileriye dönük aktarımına yönlendirmeden antibiyotik tedavisine izin veren bir “anti-antibiyotik”

ÇEVİRİ, Bilimsel Makale

Yaban Arısı Zehri ve Antibiyotikler

Pensilvanya Üniversitesi Perelman Tıp Fakültesi’ndeki bilim adamları yaban arısı zehrindeki peptitlerden yeni ve güçlü bir antimikrobiyal molekül tasarladılar. Ekip molekülün yeni bir antibakteriyel ajana dönüştürmeyi umuyor. Yeni gelişen antibiyotik dirençli bakteriler düşünüldüğünde bu olayın büyük bir gelişme olduğu görülüyor. Proceedings of the National Academy of Sciences'da yayınlanan çalışmada, araştırmacılar, yaygın bir Asya yaban arısı türü olan, Vespula lewisii, Kore sarı ceketli yaban arısının oldukça toksik küçük bir proteinini değiştirdiler. Değişiklikler, molekülün bakteri hücrelerini öldürme kabiliyetini artırırken, insan hücrelerine zarar verme kabiliyetini de büyük ölçüde azalttı.