Bu yazıyı 4 dakikada okuyabilirsiniz.
Mars yüzeyinin altında günümüz mikrobiyal yaşamı için uygun bileşenler var.
NASA’nın Perseverance aracı, Mars’ın yüzeyinde eski yaşamı arama görevine başlarken, yeni bir çalışma, Mars’ın yeraltını arıyor. Kızıl Gezegen’deki olası yaşamı bulmak için iyi bir yer olabileceğini öne sürüyor.
Astrobiology dergisinde yayımlanan çalışma, Mars’ın yüzeyinden fırlayan ve sonunda Dünya’ya gelen Mars göktaşlarının kimyasal bileşimine baktı. Analiz, bu kayaların suyla tutarlı bir şekilde teması halinde, Dünya’nın aydınlatılamamış derinliklerinde hayatta kalanlara benzer mikrobiyal toplulukları desteklemek için gereken kimyasal enerjiyi üreteceğini belirledi. Bu göktaşları, Mars’ın kabuğunun geniş alanlarının bir örneği olabileceğinden, bulgular, Mars yeraltının çoğunun yaşanabilir olabileceğini gösteriyor.
Brown Üniversitesinde doktora eğitimi sürerken bu çalışmaya önderlik eden ve aynı zamanda NASA’nın Jet Tahrik Laboratuvarı’nda doktora sonrası araştırmacısı olan Jesse Tarnas, “Yeraltı keşif bilimi için buradaki en büyük sonuç, Mars’ta yeraltı suyunun olduğu her yerde, yeraltındaki mikrobiyal yaşamı desteklemek için yeterli kimyasal enerjiye sahip olma ihtimalinizin yüksek olmasıdır.” dedi ve “Mars yüzeyinin altında yaşamın başlamış olup olmadığını bilmiyoruz, ancak başlasaydı, onu bugüne kadar sürdürmek için orada bol miktarda enerji olacağını düşünüyoruz.” şeklinde ekledi.
Son yıllarda, bilim insanları, Dünya’nın derinliklerinin, dünya dışından büyük ölçüde ayrılmış geniş bir biyoma ev sahipliği yaptığını keşfettiler. Güneş ışığından yoksun olan bu canlılar, kayalar su ile temas ettiğinde üretilen kimyasal reaksiyonların yan ürünlerini kullanarak hayatta kalırlar.
Bu reaksiyonlardan biri, kayaların içindeki radyoaktif elementler gözenek ve çatlak boşluklarında hapsolmuş su ile reaksiyona girdiğinde meydana gelen radyolizdir. Reaksiyon, su moleküllerini, bileşen elementleri olan hidrojen ve oksijene böler. Serbest kalan hidrojen, kalan yeraltı suyunda çözülürken, pirit (fool’s gold) gibi mineraller, sülfat mineralleri oluşturmak için serbest oksijeni emer. Mikroplar, çözünmüş hidrojeni yakıt olarak sindirebilir ve sülfatlarda korunan oksijeni, bu yakıtı “yakmak” için kullanabilir.
Kanada’nın Kidd Creek Madeni gibi yerlerde, bu “sülfat azaltıcı” mikropların, bir milyar yıldan fazla bir süredir gün ışığını görmemiş suda, bir milden fazla derinlikte yaşadığı bulundu. Tarnas, Brown Üniversitesi profesörü Jack Mustard ve Toronto Üniversitesi’nden Profesör Barbara Sherwood Lollar’ın ortaklaşa yönettiği bir ekip ile bu yeraltı sistemlerini daha iyi anlamak ve Mars’ta ve başka yerlerdeki güneş sisteminde diğer güneş sistemlerindeki benzer habitatları aramak için çalışıyor. “Earth 4-D: Subsurface Science and Exploration” adlı proje, Canadian Institute for Advanced Research tarafından desteklenmektedir.
Bu yeni çalışma için araştırmacılar, radyoliz kaynaklı habitatların bileşenlerinin Mars’ta bulunup bulunmadığını görmek istediler. Araştırmacılar, NASA’nın Curiosity aracı ve yörüngedeki diğer uzay araçlarından alınan verilerin yanı sıra, gezegenin kabuğunun farklı kısımlarını temsil eden bir Mars kaynaklı göktaşlarından elde edilen kompozisyonal verileri de kullandılar.
Araştırmacılar radyoliz için gerekli bileşenleri arıyorlardı: toryum, uranyum ve potasyum gibi radyoaktif elementler; sülfata dönüştürülebilen sülfid mineralleri ve suyu tutmak için yeterli gözenek alanına sahip kaya birimleri. Çalışma, birkaç farklı Mars göktaşı türünde, tüm bileşenlerin, Dünya benzeri habitatları desteklemek için yeterli miktarda olduğunu buldu. Bu durum özellikle 3,6 milyar yıl kadar eski olan kabuklu kayalardan köken alan meteorlar olan ve hayatı desteklemek için yüksek potansiyele sahip olan regolit breşleri için doğrudur. Mars, Dünya’nın aksine, kabuk kayalarını sürekli olarak geri dönüştüren bir levha tektoniği sistemine sahip değildir. Yani bu eski araziler büyük ölçüde bozulmadan kalmıştır.
Araştırmacılar, bulguların, Mars’ın yeraltında günümüz yaşamının izlerini arayan bir keşif programı için örnek oluşturmaya yardımcı olduğunu söylüyorlar. Araştırmacılar, önceki araştırmaların geçmişte Mars’ta aktif bir yeraltı suyu sistemine dair kanıtlar bulduğunu söylüyor ve bugün yeraltı suyunun var olduğuna inanmak için nedenler var. Örneğin son zamanlarda yapılan bir çalışma, gezegenin güney buz örtüsünün altında gizlenen bir yeraltı gölünün olasılığını gündeme getirdi. Bu yeni araştırma, yeraltı suyunun olduğu her yerde yaşam enerjisi olduğunu öne sürüyor.
Tarnas ve Mustard, yeraltı araştırmalarında -şüphesiz- teknik zorluklar olsa da bunların insanların düşündüğü kadar aşılmaz olmadığını söylüyor. Mustard, bir sondaj operasyonunun “Teksas-boyutunda bir petrol sondaj kulesi” gerektirmeyeceğini ve küçük sondaj sondalarındaki son gelişmelerin yakında Mars’ın derinliklerini erişilebileceğini söyledi.
Mustard, “Yeraltı, Mars keşfindeki sınırlardan biridir.” Dedi ve “Atmosferi araştırdık, farklı dalga boylarındaki ışıkla yüzeyi haritalandırdık ve yüzeyde yarım düzine yere indik ve bu çalışma bize gezegenin geçmişi hakkında çok şey anlatmaya devam ediyor. Ama eğer günümüz yaşamının olasılığı hakkında düşünmek istiyorsak, yeraltı kesinlikle aksiyonun gerçekleşeceği yer olacaktır.” diye de ekledi.
Araştırma, Canadian Institute for Advanced Research tarafından desteklenmiştir.