ÇEVİRİ, Roma Tarihi, Tarihi Makale, TARİH

Üçüncü Köle Savaşı-Spartacus İsyanı

Bu yazıyı 5 dakikada okuyabilirsiniz.


Spartacus İsyanı veya Gladyatör Savaşı ismi de verilen Üçüncü Köle Savaşı (MÖ 73-71), Gladyatör Spartacus’ün öncülük ettiği bir grup kölenin Roma’ya karşı kalkıştığı isyandır.

Spartacus İsyanı’nın Harita Üzerinde Gösterimi

73-72 Kışı Sonları
Kırmızı Ok: Roma Orduları
Mavi Ok: Kaçan Köleler
Appian’ Göre 72 Yılında Gerçekleşen Olaylar
Mor Ok: Crixus ve Takipçileri
Mavi Ok: Spartacus ve Takipçileri
Kırmızı Ok: Gellius’un Lejyonu
Siyah Ok: Birleşik Consul Orduları
Sarı Ok: Lentulus’un Lejyonu
1- Gellius’un Crixus’u Yenmesi
2- Spartacus’un Lentulus’u Yenmesi
3- Spartacus’un Gellius’u Yenmesi
4- Spartacus’un Birleşik Consul Ordularını Yenmesi
Plutarkhos’a Göre 72 Yılında Gerçekleşen Olaylar
1- Gellius’un Crixus’u Yenmesi
2- Spartacus’un Lentulus’u Yenmesi
3- Spartacus’un Cassius’u Yenmesi

Spartacus, Roma ordusunda görev yaptığı fakat sonraları firar ettiği düşünülen bir Trakyalıydı. Firarından sonra yakalandı ve daha sonrasında da köle olarak satıldı. Spartacus, MÖ 73 yılında arenada dövüşecek olan bir grup gladyatör destekçisiyle birlikte Capua’daki gladyatör okulundan kaçtı ve ardından Vezüv Dağı’na sığındı. Spartacus burada, kendini kölelerin lideri olarak, kendisi gibi gladyatör olan Crixus ve Oenomaus isimli iki Kelt’i de yardımcısı olarak ilan etti. Zamanla sahiplerinin elinden kaçabilen diğer köleler de bu köle grubuna katıldılar. Diğer yandan Romalılar ise gittikçe büyüyen bu köle tehdidini ortadan kaldırabilmek amacıyla harekete geçmişlerdi.

Romalı Claudius Pulcher ya da Claudius Glaber’in (isim kaynaklarda değişkenlik gösteriyor) komutasında alelacele toplanan 3.000 kişilik kuvvet, Vezüv Dağı’na sığınan asileri açlıktan bitkin duruma düşürmeyi amaçlıyordu. Spartacus’ün kuvvetleri cesur ve beklenmedik bir hareketle dağın yamaçlarından aşağıya indi ve Romalı askerleri kaçırttılar. Bu olaydan sonra çaresiz ama cesur bir grup insan daha asilere katıldı. Daha sonraları Praetor Publius Varinius, asilere karşı savaşmaya hazırlandığında ise asileri -beklediğinin tersine- savaşmaya hazırlanmış düzenli bir ordu gibi karşısında buldu. Romalılar harekete geçemeden isyancılar kaçtı ve Varinius, isyancıların hatlarına saldırmak için ilerlediğindeyse mevzilerin terk edilmiş olduğunu gördü. Bu esnada isyancı köleler Campania’dan pek çok önemli anlaşmazlıkta -özellikle Müttefikler Savaş’ı (MÖ 90-88) esnasında- Roma’nın karşısında yer alan Lucania bölgesine doğru kaçmışlardı. Bu bölge, Spartacus ve ekibinin lehine olan gerilla savaşı için daha uygun bir bölgeydi. Varinius kaçan kölelerin peşine düştü ve köleler ile Romalılar arasında birkaç çatışma meydana geldi hatta Varinius, bu çatışmaların birinde esir alınmaktan kıl payı kurtulmuştu. İsyancılar Campania’yı yeniden işgal ettiler ve Praetor Varinius’un quaestoru Gaius Thoranius’un yenilgisiyle, isyancılar neredeyse tüm Güney İtalya topraklarını ele geçirdiler. Campania’daki Nola ve Nuceria şehirleri ile Lucania’daki Thurii ve Metapontum gibi şehirler isyancılar tarafından yağmalandı. Bütün bu olanların sonunda Senato, MÖ 72 yılında, isyancılara karşı savaşması için her iki konsülü de görevlendirdi. Tarihçi Appian, bu noktada Spartacus’ün ordusunun yaklaşık 70.000 kadar askerden oluştuğunu öne sürmektedir.

Apulia’daki Garganus Dağı’nda Crixus komutasındaki bir grup Alman köleden oluşan kuvvet, Praetor Quintus Arrius tarafından sert bir şekilde yenilgiye uğratıldı ancak Romalıların bu galibiyeti, isyanı kontrol etmeye fazla bir katkı sağlamadı. Plutarkhos’a göre, Spartacus, isyancı ordusunun ana kuvvetleriyle birlikte Consul Lentulus’u yendi ve ardından Alplere doğru yöneldi. Gallia Cisalpina valisi Gaius Cassius ve Praetor Gnaeus Manlius komutasındaki 10.000 kişilik bir kuvvet Mutina’da yenilgiye uğratıldı. Artık umut ettikleri özgürlük ufukta görünüyordu ve Plutarkhos, Spartacus’ü, isyancı ordusunun tamamen mobilize edilmiş bir Roma ordusunu yenme şansı hakkında değerli fikirlere sahip biri olarak nitelendiriyordu. Spartacus, Alpleri geçip eve dönmek yerine Roma’ya doğru yürüdü. Başkente saldırmak yerine tekrar Lucania’ya geçti.

İtalya Yarımadası

Savaşın idaresi artık Praetor Marcus Licinius Crassus’a emanet edilmişti. Crassus’un komutayı ele aldıktan sonra, düzeni sağlamak amacıyla, Spartacus’e karşı savaşan consul ordusunda -her on kişiden birinin kurayla seçilip öldürüldüğü- sert bir ceza sistemi uyguladığı söylenir. Spartacus, Crassus’un legatusu Mummius komutasındaki iki lejyonu yendi ve Messina Boğazı’na doğru çekildi. Buradan, ilk iki Köle Savaşı’nın (MÖ 135-132 ve MÖ 104-99) yapıldığı Sicilya’ya geçme niyetindeydi. Spartacus, buradaki asileri yeniden harekete geçirmeyi ve serbest bırakılmış köleleri kendi davasına katarak gücüne güç katmayı umuyordu. Ancak daha sonra ordusunu taşımayı kabul eden korsanların güvenilmez olduğu anlaşıldı ve Spartacus kendini kısa sürede Bruttium’da (modern Calabria’da) kapana kısılmış olarak buldu. Spartacus, isyanı Sicilya’ya taşımaya çalışırken Crassus da çizme şeklindeki İtalya Yarımadası’nın “baş parmağını” tamamen işgal ederek bu isyanı bitirmeyi amaçlıyordu. Kısa sürede, yarımadanın boynuna 40 mil (60 km) kadar uzanan devasa bir hendek ve sur tahkimatı inşa etti. Aynı zamanda hem ordusunun manevra yapma kabiliyetini hem de yeni malzemelere erişim olanağını göz ardı etti. Spartacus ise durumunun umutsuz olduğunu görmüştü. Karanlığın altında ve bir kar fırtınasının ortasında, Spartacus’ün ordusu 15 fit (5 metre) genişliğindeki hendek arasında köprüler kurdu, duvarlara tırmandı ve Roma hatlarına saldırarak onları zorladı. Bir kez daha Güney İtalya Spartacus’ün önüne serilmişti ancak diğer taraftan da isyancı ordusunda fikir ayrılıkları baş göstermeye başlamıştı. Daha sonrasında, ana ordudan ayrılarak biraz uzakta kamp kurmuş olan Galyalı ve Almanlardan oluşan bir isyancı kuvveti Crassus tarafından saldırıya uğradı ve yok edildi.

Crassus, savaşı kendi şartlarında ve hızlı bir süre içerisinde sona erdirmek zorunda kaldı. Diğer yandan Crassus, Lucius Licinius Lucullus’un Trakya’dan ve Pompeius’un İspanya’dan gelip kendi ordusuna katılmasını Senato’ya kabul ettirdi ancak hemen ardından, böyle bir hareketin ne kadar tehlikeli olabileceğini fark etti. Pompeius zaten başlı başına Roma’da müthiş güçtü ve yakın zamanda Quintus Sertorius’un önderliğinde çıkan isyanı bastırarak İspanya’nın Roma tarafından tekrardan fethini gerçekleştirmişti. Pompeius’a arkasında bir orduyla İtalya’ya dönme fırsatı vermesiyle, Spartacus’ü yenmenin tüm ihtişamı Crassus’a değil, neredeyse tamamen Pompeius’a ait olacaktı. Appian’a göre, Spartacus, Roma komutasındaki bu düşmanlığın farkındaydı ve bu düşmanlıktan faydalanmak amacıyla Crassus’la ayrı bir barış yapma girişiminde bulundu fakat anlaşma şartları reddedildi.

Spartacus, dağlık bir bölge olan Petelia’da (şu anki Calabria’da Strongoli yakınlarındaki bölge) avantajlı bir konuma mevzilendi ve kendisini takip eden öncü Roma kuvvetlerini ağır bir yenilgiye uğrattı.  Spartacus’ün, bu küçük zaferle birlikte güvenleri pekişen adamları, geri çekilmeyi reddettiler. Nihai savaşın geldiğini öngören Spartacus’ün, ordusuna moral vermek amacıyla, eğer savaşı kazanırsa Romalıların atları arasından en güzel atı seçip onu kullanacağını yok eğer savaşı kaybederse artık ata ihtiyacı olmayacağını söyleyerek kendi atını öldürdüğü söylenmektedir. Ardından gelen meydan savaşında isyancı köle ordusu Romalılar tarafından imha edildi ve Spartacus de savaş esnasında öldürüldü. Savaştan kaçabilen küçük bir isyancı grubu, Pompeius tarafından Alpler’in eteklerinde yakalandı ve parçalara ayrıldı. İsyancı ordusundan geri kalanlar Romalılar tarafından ele geçirildi ve Roma’ya karşı ayaklanmaya kalkışacaklara sert bir uyarı olarak Via Appia boyunca binlerce kişi çarmıha gerildi. Savaşın ardından, Crassus’un korktuğu gibi, Pompeius isyanı bastırmanın getirdiği şanı üstlendi ve Crassus’un payına ise basit bir övgü düştü. Her iki komutan da bu zaferin anısına consul seçildi.

Spartacus yetenekli ve enerjik bir liderdi. Bunun yanında, komuta ettiği adamların aşırılıklarını kontrol etmek için de elinden geleni yapmıştı. Aynı zamanda ele geçirdiği tutsaklara da insancıl bir şekilde davrandığı söyleniyordu. Spartacus’ün karakteri, imparatorluk çağı boyunca ismini bir terör kaynağı olarak kullanan çağdaş Romalı yazarlar tarafından sıklıkla yanlış tanıtılmıştı.

Spartacus’ün Düşüşü

Bu yazı İngilizce bir makaleden çevrilmiş olup yazının orijinal metnine buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s