Film, Sinema, İNCELEMELER

Gizli Sayılar

Bu yazıyı 6 dakikada okuyabilirsiniz.


Theodore Melfi’nin yönettiği ve Allison Schroeder ile Margot Lee Shetterly’nin aynı isimli kitabındaki gerçek bir hikâyeden uyarladığı 2016 yapımı Amerikan biyografik drama filmi olan “Gizli Sayılar”, çağrıştırdığının aksine bir matematik kurgusunu değil, değiştiremeyeceği özelliğinden dolayı haksızlığa uğrayan bir ırkın kendilerini kabul ettirme mücadelesini konu almıştır.

Filmin özeti

Sovyetler Birliği’nin uzaya gönderdiği ilk uydusu ile daha da kızışan Soğuk Savaş döneminde NASA, uzaya ilk insanı gönderme yarışı için kapılarını kadınlara ve siyahilere aralamak zorunda kalmış ve böylece Afrikan-Amerikan 3 zeki kadın; Katherine G. Johnson, Dorothy Vaughnan ve Mary Jackson, NASA’da matematisyen olarak görev alabilmiştir. Katherine, tüm yasal zorluklara rağmen yaptığı hesaplamalarla; Dorothy, işinin kadrosunu ve maaşını alamamasına rağmen tüm siyahi matematisyenlerin haklarını savunmada gösterdiği azimle; Mary, mühendis olabilme yolunda ten renginin değil ancak yasaların değişebileceğini hâkime söylemesiyle Amerika’daki cinsiyetçi ve ırkçı zihniyet yıkılmaya başlamıştır.

Bu 3 zeki kadın çizdikleri koordinatlar sayesinde Dünya yörüngesine çıkan ilk Amerikalı astronot John Glenn’in sağ salim yörüngeye yerleşmesini sağlamış ve NASA’nın uzaya insan gönderme projesi olan Mercury Projesi’nde önemli rol almışlardır.

Kişisel Görüşlerim

Kendi alanlarında uzman Afrikan-Amerikan 3 zeki kadının ülkeleri için çabalarken; yasaların beyaz bir erkeğin sıradan bir yaşamını onlara layık görmemesinden dolayı siyahi kadınların yaşadıkları zorlukları içeren “Gizli Sayılar” filmini izlerken şunları düşündüm; nesiller boyu insanların geçmişten neden ders çıkaramadığını, ayrımcılığın bitmesi gerekirken farklı coğrafyalarda farklı zamanlarda neden tekrar karşımıza çıktığını, hayat boyu cinsiyetler varken niçin cinsiyetçiliğin bir türlü yok olamadığını.

İnsanların bir işi yapıp yapamayacağına performanslarından çok cinsiyet ve renklerine göre karar verildiği 1960’lı yıllarda iki ülke arası rekabet sayesinde NASA, herkese kapılarını açmak zorunda kaldı, böylece kadınlar ve siyahiler herkes kategorisinde sayıldı ama ırkçılıktan kurtulamadılar.

Beyaz olan meslektaşlarından ayrı bir binada “siyahi” tabelalı alt kat bir ofiste çalışıyor; “siyahi” levhalı, sabun ve peçetenin olmadığı tuvaletlere gidiyor; işlerinde kadrolu olamıyorlardı ve daha neler neler.

“Kendimi sadece bir insan olarak görüyorum. lrkçılık, çocukluk hastalığıdır. İnsanlığın kızamığıdır.” ~Albert Einstein 

Kadın olmanın ve siyahi olmanın yıllar boyu yaşattığı zorlukları film az bile göstermiş bence. Katherine’in iş ortamına girdiğinde maruz kaldığı bakışları, kahve termosunu “siyahi” yazarak ayırmaları, siyahi tuvaletlerin uzak ve bakımsız olması, siyahilerin toplantılara katılamaması, belgeleri görme izni olmaması, çıkardığı raporda kendi adına bile yer verememesi gibi filmde Amerika’nın kendi bindiği dalı nasıl kestiğinin örnekleri var. Cinsiyetçilik ve ırkçılık yapmak için gösterilen bu çabanın ülkeye ve topluma faydasının aksine zararının çok olduğunu gözler önüne seren örnekler…

Bence bunları izlerken “Yasalar böyle, insanlar pek de ayrımcı değil.” diye bir yanılgıya düşmemek lazım. Çünkü yasalar vatandaşlar içindir ve günün şartlarına göre halkın lehine dönüşüm içinde olmalıdır. İhtiyacı karşılamayı, haksızlıkları önlemeyi geçtim haksızlığa destek olan süreci uzatıp vatandaşlar arası ötekileştirmeyi yaygınlaştıran yasadan kime ne fayda gelebilir ki! Ayrıca yasaların işlevselliği itiraz gelmediği sürecedir, elbette düzen yanlısı olmak kurallara uygun davranıp toplum huzurunu bozmamak lazım ama toplumda dışlanan bir kesim varsa hep birlikte sesleri olmak gerekir. O kesimde olmasan bile onların hakkını savunmaktır zor olan ve “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.” dememektir insanlık bence. Filmde bu konunun farklı karakterler üzerinden güzel yansıtıldığını düşünüyorum.

“Gözlerimizin ve derimizin rengi ne olursa olsun, gözyaşlarımızın rengi aynıdır.” ~Afrika Atasözü

Birincisi NASA Uzay Görev Daire Başkanı Al Harrison. Katherine, onun ekibinin ilk siyahi çalışanı ve kısa sürede matematikte güvenini kazanıyor. Sovyetler karşısında geriye düşerek Amerika Başkanının tepkisini çeken Harrison, birimini ayağa kaldırmak için sıkı çalışırken Katherine’in günde 2 kez 20 dakikalığına ortadan kaybolmasını anlamayıp araştırdığında tuvalet ihtiyacını başka bir binada gidermek zorunda kaldığını öğreniyor ve çekici alarak “siyahi tuvaletler” yazısını kırıyor ve “Burada herkes aynı renk işer!” diyerek NASA’daki beyaz-zenci ayırımını sona erdiriyor. Filmin en beğendiğim yeri burasıydı. Ama Harrison bunu niye ve nasıl yaptı diye bakmak lazım. Başkanlık görevinde belli bir saygınlığı olan beyaz ve erkek biriydi. Üstten azar işitmeyip işleri hızlandırmak için Katherine’e de ihtiyacı vardı. Onun kurallara bu itirazı yapması çok da zor değildi ama çok şey değiştirdi. Sonradan ofisteki termos ayrımını da kaldırttı. Katherine’in sitem ederek söylediği siyahiye ödenen maaşla hiçbir zaman alamayacağı inci kolyenin ofiste takılmaya serbest tek takı olduğu kuralını da öğrenen Harrison, düğün hediyesi olarak Katherine’e inci kolye seçti ve ekip adına verdirtti. Filmde yer verilen bu saniyelik sahne üzerine düşününce bile birçok çıkarımda bulunulabilir.

İkincisi Uzay Görev Grubu Ofisi çalışanı Paul Stafford. Ofiste Katherine ile benzer pozisyonda, ancak Katherine’in daha başarılı olmasını hazmedemeyip kuralları bahane ederek onu saf dışı bırakmaya çalışan bir beyaz erkek. Ülkesinin iyiliğini bile düşünmeyip bu anlamsız kurallarda boğulan, rapora Katherine’in kendi adını yazmasını bile çekemeyen, toplantılara girmesine, belgeleri okumasına engel olan şahıs. Elbette kurallar da onu destekliyor ama Harrison gibi davranabilecekken şahsi menfaatinden yana davranmayı, yasaların yere düşürdüğüne bir tekme de o vurmayı tercih ediyor.

Üçüncüsü personel denetçisi Mitchell. Dorothy Vaughnan’ın görevin gerektirdiği bütün işi hali hazırda yapıyor olmasına rağmen, sadece siyahi olduğu için hak ettiği unvanı, kadrolu işi ve maaşı personel denetçisi Mitchell’den bir türlü alamaması da beyaz bir kadının kuralları bahane edip haksızlık yaptığını gösteriyor. Kahramanlarımızdan Dorothy, uzun çabaları sonucu kadroya dâhil edileceğini öğrendiğinde, ofisteki diğer siyahi matematisyen kadınların da kadroya alınma koşuluyla kadro teklifini kabul edebileceğini söylediği sahne de çok beğendiğim bir yerdi. İsteğine kavuşup kendini kurtarabilecekken geçici bir kurtarmayla yetinmeyip köklü değişiklik için risk aldı, böylece ülke kazandı, tüm insanlık kazandı. Onun bu hamlesi, NASA’nın geri adım atıp kadrolarını renk ayrımı yapmadan açmasını sağladı.

Dördüncüsü ise hâkim. Kahramanlarımızdan Mary Jackson mühendis olabilmek için verdiği adli savaş sırasında karşısında duran hâkime “Ben ten rengimi hiçbir zaman değiştiremeyeceğim ama yasalar değiştirilebilir.” dediğinde yapılan haksızlıklarla bir kez daha yüzleşiyor ve haksızlığa karşı asla pes etmeyen bu kadına saygı duyuyoruz. Burası da çok etkilendiğim bir sahneydi. Hâkim de o güne kadar görülmemiş bir kararla Mary’nin normalde gidemeyeceği üniversitede akşam derslerine katılmasına izin veriyor. Beyaz ve erkek olan hâkimin yasaların somut metnine bakmak yerine kuralların oluşturuluş amacına hizmet edecek bu kararı ile birçok tabu kırılmaya başlıyor.

“Çocuklar ırk ve din bilmezler, insan ayrımı yapmazlar, ölçütleri sevgidir. Nefreti büyüklerden öğrenirler.” ~Florence Nightingale

Kahramanlarımız siyahi kadın olmanın yanında kuralları ve işleyişi bilen zeki kadınlardı, nelerin nasıl değiştirilebileceğini düşünüp hamleler yapabilecek kadar eğitimli kişilerdi. Mesela Dorothy oğluyla sokakta şiddet içeren protesto görüyor ve uzak durmayı tercih ediyor. Otobüse bindiklerinde siyahilerin arkaya oturma kuralına uyuyor ve huzuru bozacak direnişe girmiyorlar. Başarılarıyla kendilerini ispatlayıp köklü değişiklikler için çabalıyorlar. Ancak haklarını da biliyor ve kullanıyorlar. Oğluyla girdiği bir kütüphanede beyaz bir kadın “Buraya giremezsiniz, çıkın!” diyor, onlar da çıkıyorlar ancak çantasında Siyahi Kütüphanesi’nde olmayan bir kitapla.

Oğlu sorduğundaysa “Bunlar da benim vergimle alınıyor, parasını önceden ödedik.” cevabıyla Dorothy, ayrımcılığın normal hayatta da ne kadar rencide edici ve haksızca olduğunu bizlere gösteriyor. Kitabı da inceledikten sonra NASA ekibinin bir türlü yazılım geliştiremediği IBM cihazına gizlice kendi yazılımını yüklüyor. Dorothy o esnada çalışanlara yakalansa da işe yarayan yazılımıyla tek derdinin mesleği ve ülkesi olduğunu, bu anlamsız kuralların ilerleme önünde engel olduğunu duymak isteyen herkese fısıldıyor.

Kadınların iş hayatında ataerkil düzene karşı verdikleri savaşı da gösteren filmde kadınlar aile yaşantıları, aşk hayatları ve çocuklarıyla gösterilirken anaç yönleri ve hayatta üstlendikleri roller üzerinde de duruluyor. Başrol Katherine’nin dul ve 3 kız annesi olması, ilişkisini evlilikle sürdürmesi ve eşinin soyadını almak istemesiyle de filmin gerçek yaşam hikâyesinden uyarlanan, abartıya kaçmayan bir film olduğu gösteriliyor. Dorothy ve Mary de başarılarının yanında geleneksel cinsiyet kalıplarına uygun davranışlarıyla gösterilmiş. Böylece zekânın ne saçta ne etekte ne de ten renginde olduğunu, önlerindeki en büyük iki engel olan cinsiyetçiliği de ırkçılığı da tek tek devirip hak ettikleri başarıya ulaşan bu 3 zeki kadından görüyor, başarının rengi olmadığını bir kez daha öğreniyoruz.

“Irkçılık ideolojik bir düşünce değil, aksine psikolojik bir hastalıktır.” ~Malcom X

Dipnot: İzlerken beni derin düşünmeye de sevk eden “Gizli Sayılar” filminin tahlilini 3 fakülteden 6 arkadaş beraber yapma fırsatı bulduk. Film esnasında aldığım notlara ve tahlilden edindiğim yeni fikirlere yer verdiğim bu yazımda https://ortakoltuk.com/film-elestirileri/gizli-sayilar-hidden-figures  sayfasından da yararlanılmıştır.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s