Bilim Tarihi, TARİH

Mısır Hiyerogliflerinin Gelişmesi ve Çözümlenmesi

Bu yazıyı 5 dakikada okuyabilirsiniz.


Antik Mısır medeniyetine ait ilk yazı örnekleri M.Ö. 3200 civarındaki Hanedan Öncesi Dönemi Naqada kültürüne ait mezarlıkların üstünde rastlanır. Bu dil binlerce yıl boyunca kullanılmıştır. Hiyeroglif kelimesi Yunanca Hieros (Kutsal) ve Glypho (Yazıt) kelimelerinden köken almaktadır ve Mısır hiyeroglifinde 700’den fazla farklı şekil vardır. Mısır hiyerogliflerinin bazı yazım tarzları ve ona ek yazım tarzları ise:

– Hieratik: Mısırlı rahip ve katipler kullanmıştır. Hiyerogliflerin el yazısı hali gibidir. 

– Demotik: Halk tarafından kullanılan çizimlerin daha basit olduğu tarz ve Koptik Dili’ni de etkilemiştir. 

– Koptik: Kıptilerin (Hristiyan Mısırlılar) kullandığı ve Yunan alfabesine ekleme yaptıkları bir yazı. Kıpti kilisesi tarafından hala kullanılır. 

Mısır M.Ö. 333 civarında Persler tarafından işgal edilmiştir. Daha sonrasında Makedonyalı Büyük İskender tarafından işgal edilmiştir. İskender Mısırı aldıktan sonra Yunancayı resmi dil ilan etmiştir. Ve Mısır, M.Ö. 30 yılın kadar Ptolemaios (Batlamyus) Hanedanlığı’nın hakimiyeti altında bulunmuştur. Meşhur İskenderiye Kütüphanesi de bu dönemde kuruldu ve geliştirildi. Ptolemaios Hanedanlığı Mısır halkının sadakatini sağlamak için Mısır kültürünün eski gelenekleri destekledi ve böylece Mısır Hiyeroglifleri Yunan dilinden dolayı yazılı olarak kullanılmamaya başlasa da yerel Mısır halkı dillerini konuşarak fonetik olarak sürdürmüştü. M.Ö. 30 yılındaki Aktium Savaşı’nda Romalı Caesar Divi Filius Augustus, Ptolemaios Hanedanlığı’ndan Marcus Antonius ve Kleopatra’yı yenerek Mısırı ele geçirmiştir. 4.yy’da Pagan karşıtı Koptik Hristiyanlarının ayaklanarak Mısır hakimiyetini ele geçirmesi ve daha sonra Koptik dilinin kullanılması yüzünden Antik Mısır yazısı yavaş yavaş ölmeye başlayarak sonrasında tamamen unutuldu. 7. Yüzyılda ise Araplar Mısırı ele geçirmesiyle Mısır halkı asimile oldu ve Mısır dili fonetik olarak konuşulmayarak kullanılmaz hale geldi. Böylece kimsenin anlamadığı, bilmediği antik ölü bir dil haline geldi. Kimsenin anlamadığı, herkesin merak ettiği ve gizemli Antik Mısır medeniyetini anlamak ve öğrenmek için birçok kişi Mısır Hiyerogliflerini çözmeye çalıştı. Maalesef, 5. yüzyılda Horapollo “Hieroglyphica” eserinde hiyeroglifleri sembol olarak kabul etti ve bu anlayış 17.yüzyıla kadar sürdü. Bu yüzden bu kadar uzun süre Antik Mısır dili çözülemedi.

Mısır Hiyeroglifleriyle Cleopatra

Napoléon Bonaparte 1798’de Mısır’ı ele geçirdi. Napoléon’un ordusunda “Savant” denilen bilim insanlarının ve araştırmacılar da yer alıyordu. Bu grupta olan matematikçi Joseph Fourier bir yıl sonra Reşit (Rosetta) Taşı’nı buldu. Bu taş çok büyük bir önem arz ediyordu çünkü bu taş 3 farklı dille yazılmış metin içeriyordu. En üst kısımda hiyeroglifler, en alt kısımda Antik Yunan dili ve ortadaki kısımda ise o dönem bilinmeyen bir yazı vardı. Sonradan bu yazının düz yazı ve hiyeroglif arası forma sahip olan Kıpti Alfabesi olduğu keşfedildi. Bu Koptik Dili, Eski Mısır dili kelimelerinin telaffuzu hakkında ipucu vermesi açısından çok önemli olmuştur. Rosetta Taşı’na dönecek olursak, hiyeroglif kısmı hasarlı ve eksik olduğu için önce Kıpti kısmı çözülmeye çalışıldı. Yunanca kısmında 11 kez Ptolemy geçiyordu.  Kıpti bölümünde 11 tekrar eden kısım bulundu ve böylece bu yazının Yunanca gibi alfabetik yazıldığı keşfedildi

Silvestre de Sacy hiyeroglif kısımdaki kartuşların[1] alfabe ile yazılmış olabileceğini düşündü.[2]

Mısır hiyerogliflerin çözülmesinde en önemli 2 adam vardır. Bunlar ilki Dr. Thomas Young ve diğeri Jean François Champollium’dur. Bu ikili hiyeroglifleri daha önce çözebilmek amacıyla kıyasıya rekabete girişmişlerdir.

Thomas Young[3][4] daha 2 yaşındayken okumayı söken ve 20 yaşındayken Farsça, Arapça ve Türkçe’nin de olduğu onlarca dili konuşabilen birisiydi. Hiyerogliflerin hangi yönde nasıl okunması gerektiği bilinmiyordu (yani soldan sağa mı, sağdan sola mı yoksa yukarıdan aşağıya mı gibi). Young,  hiyerogliflerin tıpkı bir ayna yansıması gibi olduğunu görmüş ve böylece hiyeroglif karakterlerindeki başlar hangi yönü gösteriyorsa o yönden okunması gerektiğini ortaya koymuştur. Ayrıca, Young geçici bir hiyeroglif alfabesi oluşturdu ve bunu 1819 yılında Britannica Ansiklopedisi’nde yayınladı ama sonradan bu alfabenin kısmi hatalar içerdiği ortaya çıktı. Son olarak, Kıpti alfabesinin hiyeroglif gibi harfler içeren bir dil olduğunu iddia etti yani buna göre hem alfabe hem de sembolik bir dil oluyor. 

III. Thutmose’nin Kartuşu

Jean-François Champollion[4]’un aklında “İlk medeniyet ne zaman ortaya çıktı, Yaratıcı bizimle aynı dili mi konuşuyor, Âdem ve Havva hangi dili kullanıyordu?” gibi sorular vardı. Bunlara cevap bulabilmenin anahtarının en eski medeniyet olarak düşünülen Antik Mısır dilini çözmek ve anlamaktan geçtiğini biliyordu. Bu yüzden bu amaçla çalışmalar yapmıştır.  Champollion, 1824 yılındaki bir makalesinde “Hiyeroglif yazısının içinde hem sembolik hem çizimsel hem de fonetik harfler içerebiliyor. Hatta bu tek bir kelime için bile olabiliyor.” demişti. Mesela örnek olarak, 1922’de keşfedilen bir kartuşta “tavuk” piktogramı[5] “u” harfine karşılık gelirken “çoban değneği” ise “cetvel” anlamına ve “üç kollu haç” ise “hayat” anlamına geliyor. Özetle, Champollion hiyeroglif yazıtların Kıpti alfabesi gibi bir kadışım oldu. 

Antik Mısır medeniyetinin dili çözüldükten son birçok sırrın açığa çıktı anlaşıldı ve hala da bu medeniyetin gizemleri anlaşılmaya devam ediyor.


[1] Oval bir çerçeveyle olan kısım. Genelde unvan ve isimler yazar. Fransızca kökenli ve Fransız askerler bunları silahlardaki kartuşlara benzetmişlerdi. 

[2] Danimarkalı Arkeolog Georg Zoeg’a göre kartuşlar içerisinde özel bir isim vardı. 

[3] Dünyada her şeyi bilen son insan diye geçen bir polimattı. Çift yarık deneyini yaparak ışık dalga teorisini geliştirmiştir. Optik fizyolojisinin kurucularından sayılır (astigmatizmi ilk tarif eden kişidir). Young-Laplace denklemini, müzikte Young Mizacı’nı geliştirdi. Özetle; ışık, görme, enerji, fizyoloji, katı mekanik, dil, müzik uyumu ve Mısırbilim alanlarında önemli katkılar yapmıştır. 

[4] 13 yaşında 6 antik dili konuşabiliyordu. 20 yaşında Fransızca’nın yanında İbranice, Latince, Yunanca, Geez, Arapça, Süryanice, Sanskritçe, Farsça, Çince, Pehlevice ve Kildani (Chalden) dillerini biliyordu. 

[5] Resim kökenli, bir yeri, nesneyi, kavramı vb. temsil eden semboller. Mesela trafik levhalarındaki ve tuvaletlerin kapısındaki işaretler.  Piktogramların çoğu, hiyerogliflerde basit sesleri tanımlamak için kullanılabiliyor. Örneğin “el” piktogramı “d” harfine karşılık gelir


Referanslar

  1. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/155291 (ET: 23.07.2020)
  2. https://tr.wikipedia.org/wiki/Antik_Mısır (ET: 23.07.2020)
  3. https://en.wikipedia.org/wiki/Thomas_Young_(scientist) (ET: 23.07.2020)
  4. https://tr.wikipedia.org/wiki/Jean-François_Champollion (ET: 23.07.2020)
  5. https://tr.wikipedia.org/wiki/Mısırca (ET: 23.07.2020)
  6. https://tr.wikipedia.org/wiki/Kartuş (ET: 23.07.2020)
  7. Robinson Andrew, “Mısır Hiyerogliflerinin Anlamı”, Popular Science Türkiye, sayı: 95 (Mart 2020)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s