Bu yazımızda aslen bir İtalyan olan Napoléon Bonaparte’ın kaos döneminde başarı merdivenlerini hızla nasıl tırmanarak topçu subaylığından Fransa’nın en büyük adamı haline geldiğini göreceğiz.
Yazar: Furkan BAŞKENT
İmparatorlukların Son Döneminde Türk-Alman İlişkileri-Almanların, Osmanlı Ordusundaki Konumu
Bu yazı serimizde, dünya tarihinin en kritik döneminde kader birliği etmiş iki devletin subay yardımı ile başlayıp Büyük Savaş’ta yenilerek imparatorluklarının tarihe karışmalarıyla son bulan ilişkilerini ve ittifaklarını incelemeye çalışacağız: Osmanlı Devleti-Alman İmparatorluğu İttifakı.
Kaosun Yükselttiği Lider: Napoléon Bonaparte-Vergi İsyanından Avrupa Savaşına
Bu yazımızda, milliyetçilik akımlarını açığa çıkardığı ve tetiklediği söylenen Fransız İhtilali’nin hemen arkasından, bir İtalyan’ın topçu subayının nasıl Fransız İmparatorluğu’na yükselebileceğini göreceğiz. Bu kişi parlak zekâsı ve kısa boyuyla tanınan Napoléon Bonaparte’ın ta kendisiydi.
İmparatorlukların Son Döneminde Türk-Alman İlişkileri: Büyük Savaş Sürecindeki İlişkiler
Bu yazı serimizde, dünya tarihinin en kritik döneminde kader birliği etmiş iki devletin subay yardımı ile başlayıp Büyük Savaş’ta yenilerek imparatorluklarının tarihe karışmalarıyla son bulan ilişkilerini ve ittifaklarını incelemeye çalışacağız: Osmanlı Devleti-Alman İmparatorluğu İttifakı.
İç Savaşlardan Pax Romana’ya-Askerler Roma’da
Tarihte kurulmuş en büyük devletlerden biri olan ve bazı konularda hala etkisini sürdüren Roma Devleti[1] üzerine yazılacak bu serimiz başlıktan da anlaşılacağı üzere Roma Cumhuriyeti’nin son dönemindeki İç Savaşlar ile Pax Romana[2] arasındaki süreci ele alacaktır. Bu sürecin anlatımına geçmeden önce süreci özetleyecek olursak Sulla-Marius-Cinna arasındaki İç Savaşlar serisi (88-80)[3]ile başlayacak olan yazımız ardından Caesar-Pompeius arasında gerçekleşecek olan diğer bir İç Savaş (49-48) ile devam edecek ve ardından Gaius Octavius Augustus döneminde başlayacak olan Pax Romana ile sonlanacaktır.
İç Savaşlardan Pax Romana’ya-Cumhuriyet Çatırdıyor
Tarihte kurulmuş en büyük devletlerden biri olan ve bazı konularda hala etkisini sürdüren Roma Devleti[1] üzerine yazılacak bu serimiz başlıktan da anlaşılacağı üzere Roma Cumhuriyeti’nin son dönemindeki İç Savaşlar ile Pax Romana[2] arasındaki süreci ele alacaktır. Bu sürecin anlatımına geçmeden önce süreci özetleyecek olursak Sulla-Marius-Cinna arasındaki İç Savaşlar serisi (88-80)[3]ile başlayacak olan yazımız ardından Caesar-Pompeius arasında gerçekleşecek olan diğer bir İç Savaş (49-48) ile devam edecek ve ardından Gaius Octavius Augustus döneminde başlayacak olan Pax Romana ile sonlanacaktır.
Bir Garip Yasa: Volstead Yasası
Bu yazıyı 5 dakikada okuyabilirsiniz. İnsanlar, geleceklerini planlarken birkaç kez düşünmeli, olasılıkları analiz etmeli ve kendileri açısından en faydalı yola girmelidirler. Fakat burada söz konusu yolu seçen kurum devletse, bu yolu seçerken daha hassas olmalı ve bu yolda atacağı adımları da daha dikkatli atmak zorundadır. Devlet, varlığını borçlu olduğu toplum açısından en ideal yolu seçmeli… Okumaya devam et Bir Garip Yasa: Volstead Yasası
İmparatorlukların Son Döneminde Türk-Alman İlişkileri: Almanların Doğu Misyonu
Bu yazı serimizde, dünya tarihinin en kritik döneminde kader birliği etmiş iki devletin subay yardımı ile başlayıp Büyük Savaş’ta yenilerek imparatorluklarının tarihe karışmalarıyla son bulan ilişkilerini ve ittifaklarını incelemeye çalışacağız: Osmanlı Devleti-Alman İmparatorluğu İttifakı. Bu seride özel olarak “Bu ittifakın temeli kör bir Alman hayranlığıydı.”, “Bizi savaşa tek kişi soktu.”, “Almanlar yenildi diye biz de yenik sayıldık.” gibi komik ama günümüzde çokça taraftar toplayan popüler söylemlerin yanı sıra “Almanların Doğu Misyonu Tarihçesi”, “Büyük Savaş’taki İlişkiler”, “Almanların Osmanlı Ordusu’ndaki Konumları”, “Almanların Ermeni Tehcirindeki Rolü” gibi geniş ve mühim konuları da aktarmaya çalışacağız.
Kazım Karabekir-İttihat ve Terakki Cemiyeti
Bu yazımızda, Türk askeri ve siyasi tarihinin önemli şahsiyetlerinden biri olmasının yanı sıra alternatif tarih yazma hayalleri güden kimselerin güdümüne girmesinden dolayı çokça tartışmalara konu olan bir kahramanın, kendisinden de daha tartışmalı bir konu olan İttihat ve Terakki Cemiyeti’yle tanışmasını, girişini ve cemiyetin içindeki anılarını kendi ağzından anlattığı bu hatıratı incelemeye çalışacağız.
