Osmanlı Tarihi, TARİH

İmparatorlukların Son Döneminde Türk-Alman İlişkileri: Almanların Doğu Misyonu

Yazı serisinin bir sonraki yazısına ulaşmak için tıklayınız.

Bu yazıyı 4 dakikada okuyabilirsiniz.


Bu yazı serimizde, dünya tarihinin en kritik döneminde kader birliği etmiş iki devletin subay yardımı ile başlayıp Büyük Savaş’ta yenilerek imparatorluklarının tarihe karışmalarıyla son bulan ilişkilerini ve ittifaklarını incelemeye çalışacağız: Osmanlı Devleti-Alman İmparatorluğu İttifakı. Bu seride özel olarak “Bu ittifakın temeli kör bir Alman hayranlığıydı.”, “Bizi savaşa tek kişi soktu.”, “Almanlar yenildi diye biz de yenik sayıldık.” gibi komik ama günümüzde çokça taraftar toplayan popüler söylemlerin yanı sıra “Almanların Doğu Misyonu Tarihçesi”, “Büyük Savaş’taki İlişkiler”, “Almanların Osmanlı Ordusundaki Konumları”, “Almanların Ermeni Tehcirindeki Rolü” gibi geniş ve mühim konuları da aktarmaya çalışacağız.

Almanların Doğu Misyonu

İki devlet arasındaki askeri ilişkilere Doğu Misyonu kapsamında bakacak olursak karşımıza ilk olarak -daha sonraları Büyük Moltke olarak anılacak- Helmuth Karl Bernhard von Moltke çıkacaktır. Moltke, Osmanlı Devleti ile Mısır Hıdivliği arasındaki savaş esnasında Sultan II. Mahmud tarafından Almanlardan talep edilen subay heyeti dahilinde Osmanlı Devleti’ne katılmış ve Nizip Muharebelerinde kurmay subay olarak müşavirlik görevinde bulunmuştur. Böylece sırasıyla Kayzer II. Wilhelm’in yaveri ve ardından Alman Genelkurmay Başkanı olacak Büyük Moltke bir nevi saha stajını Osmanlı Devleti’nde yapmış oluyordu. O dönemlere baktığımız vakit, gelen düşük rütbeli subaylar daha sonra general olarak yine bu misyon kapsamında görev alacaklardı.

Moltke, Hafız Paşa’ya Tavsiyelerde Bulunuyor, Nizip Muharebeleri, 1839

1888 yılında Kayzer II. Wilhelm’in imparator olmasından 1890 yılında Şansölye Otto von Bismarck’ın siyasetten çekilmesine kadar geçen süreçte Alman İmparatorluğu’nun en üst kademesindeki iki kişinin politika çekişmesini göreceğiz. Alman Birliği’nin kurulmasında büyük emekleri olan Şansölye Bismarck, Avusturya-Rusya-Almanya arasında kuracağı İttifaklar Sistemi’ni savunurken Kayzer II. Wilhelm ise Alman çıkarlarını İslam coğrafyasında ve haliyle Osmanlı Devleti ile yakınlaşmakta görüyordu. Osmanlı Devleti’yle meydana gelecek bu yakınlaşma tabii ki de Rus İmparatorluğu ile Alman İmparatorluğu’nun arasını açacaktı. 1890 yılından sonra Kayzer II. Wilhelm’in siyasette daha etkin hale gelmesi Alman İmparatorluğu ile Osmanlı Devleti’nin arasındaki ilişkilerin de bu dönemde hızla gelişmesine neden olmuştur. Hatta ilk ciddi Alman Doğu Misyonu da Sultan II. Abdülhamid zamanında çıkan 93 Harbi’nden sonra, yani ordu modernleşmesinin gerekli olduğu anlaşıldığında, daha sonraları Goltz Paşa olarak anılacak Baron von der Goltz ve beraberindeki askeri heyet ile gerçekleşmiştir. Goltz Paşa, Osmanlı ordusunun modernleşmesinde büyük emeği ve rolü olmasından dolayı Almanların Doğu Misyonu kapsamında en çok bilinen ve hatta sevilen askerlerin de başında gelir. Bunun bir göstergesi olarak da 1916 yılında Bağdat’ta tifüsten ölümünden sonra İstanbul Tarabya’daki Alman Mezarlığı’nda Türk ve Alman bayraklarının altına defnedilmiştir.

Bismarck’ın Alman Birliği Politikası Hakkında Fransız Karikatürü, 1866

Doğu Misyonu kapsamında diğer bir askeri heyet -ki Büyük Savaş esnasında da etkileri olacaktır- ise Osmanlı Devleti’ne 1913 yılında Liman von Sanders başkanlığında gelmiştir. Burada Liman von Sanders’e özel bir parantez açmak gerekir. Liman Paşa, Büyük Savaş içinde Harbiye Nazırı Enver Paşa ile zaman zaman ihtilaflara düşmüş, Enver Paşa bizzat Kayzer II. Wilhelm’den alınması talep edilmiş fakat Liman Paşa’nın Alman çıkarlarını gözetmesinden dolayı Enver Paşa’nın bu talebi gerçekleşmemişti. Hatta bu ihtilafını savaş sonrasına da sarkıtacak ve anılarını yazdığı “Türkiye’de Beş Yıl” adlı eserinde Enver Paşa’ya ayarsız ithamlarda bulunacaktı. Bu askeri heyete geri dönecek olursak da heyet mevcudu ilk başlarda 43 iken Büyük Savaş’ın sonlarına doğru Alman İmparatorluğu’ndan gelen toplam personel sayısı 1500’e kadar ulaşmıştır. Bu askeri heyetin, önceki gelen heyetlerden farkı ise subayların önemli ve emirlerini uygulatabilecekleri mevkilerde bulunma şartıyla gelmesiydi. Bundan dolayı Büyük Savaş’ta ordumuz içinde çeşitli üst rütbelerde Alman subayları görmek durumunda kalacaktık. Alman subayların Osmanlı ordusu içindeki konumları, rekabetleri ve tavırları gibi önemli bir diğer konuya ise serimizin ilerleyen kısımlarında daha detaylı olarak girmeye çalışacağız.

Liman Paşa (solda), Kızı (ortada), Amiral Souchon (sağda), SMS Goeben, 1917

Son olarak belirtmek gerekirse, Kayzer II. Wilhelm’in Doğu Misyonu kapsamında Osmanlı ve Müslüman coğrafyasına 1889, 1898 ve 1914 yıllarında olmak üzere toplamda üç ziyareti vardır. 1898 yılındaki ziyaretinin önemini belirtmeden önce enteresan bir hususu da yazmakta fayda vardır. Kayzer II. Wilhelm, Hayfa’daki Alman kolonisine geldikten sonra bu gezi kapsamında Şam’ın dışında bir de Kudüs’e uğrar. Kudüs’e geldiği vakit Yahudi topluluğu tarafından coşkuyla karşılanır ve bir de Yahudiler tarafından oluşturulan geçiş törenine katılır. Bu konuda araştırma yapmış tarihçiler, bu gibi olaylardan hareketle, bu ziyaretten yaklaşık 30 sene sonra Yahudi Kırımı gibi yaşanacak kaotik ortamın tersine, “Yahudilerin en rahat yaşadığı dönem Kayzer II. Wilhelm’in başta olduğu dönemdi.” şeklinde fikir belirtir. Ziyaretin içeriğine geri dönecek olursak da ziyaretler arasında en kapsamlı ve dünya tarihi açısından önemli olanını bu ziyaret olarak düşünülebiliriz. Çünkü bu ziyareti esnasında Şam’daki Selahaddin Eyyubi’nin mezarına uğramıştır. Burada mezarın yanında verdiği meşhur nutkunda “Alman Kayzeri’nin 300 milyon Müslümanın koruyucusu ve hamisi olduğunu” dünyaya alenen ilan eder. Bu söylem ise Alman İmparatorluğu’nun kendisini dış politikada nereye konumlandırdığını ve Büyük Savaş’ın sonuna kadar geçen süreçte yaşananları anlamamız açısından da çok önemlidir.

II. Abdülhamid ve II. Wilhelm Dostluğuna Dair, L’Illustration Gazetesi, 22 Ekim 1898
Kayzer II. Wilhelm Yahudilerin Düzenlediği Geçiş Töreninde, Kudüs, 1898
II. Wilhelm’in 1898 Ziyareti Anısına Yapılmış Alman Çeşmesi, Sultanahmet Meydanı, 1903

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s