Amerika Tarihi, TARİH

Bir Garip Yasa: Volstead Yasası

Bu yazıyı 5 dakikada okuyabilirsiniz.


İnsanlar, geleceklerini planlarken birkaç kez düşünmeli, olasılıkları analiz etmeli ve kendileri açısından en faydalı yola girmelidirler. Fakat burada söz konusu yolu seçen kurum devletse, bu yolu seçerken daha hassas olmalı ve bu yolda atacağı adımları da daha dikkatli atmak zorundadır. Devlet, varlığını borçlu olduğu toplum açısından en ideal yolu seçmeli ki ona umut bağlayan insanlar için en yüksek faydaya ulaşabilsin fakat bazen faydalı olacağına inanılan adımlar beklenen etkiyi veremez. Bundan daha da vahimi ise faydalı olacağına inanılan adımların tam tersi yönde koşmaya kalkışmasıdır. Bu yazımızda değineceğimiz Volstead Yasası ise buna güzel bir örnek teşkil etmektedir.

Alkolizmin İlerleyişi: İlk Bardaktan Mezara, Nathaniel Currier, 1846

Günümüzden yaklaşık bir asır önce, ardında çok büyük sorunlar bırakacak bir olay meydana geldi. 1919’un Ocak ayında onaylanan, ertesi sene yürürlüğe giren ve 1933 yılındaki 21. Değişiklik’le geçersiz kılınana kadar yaklaşık 15 sene uygulanacak olan Amerikan Anayasası’ndaki 18. Değişiklik, sarhoş edici içkilerin satışını ve taşınmasını yasadışı ilan eden bir değişiklikti. Alkol ticaretinin yasaklanmasına rağmen, sarhoş edici içkinin fiili olarak tüketilmesi herhangi bir suç teşkil etmiyordu. Tabii baktığımız zaman öylesine ve keyfi alınan bir karar değildi. Her atılımda olduğu gibi bir nedeni ve haklılık payı da vardı. Bu atılımın da arka planına baktığımızda, atılımın yasal bir boyut kazanıp kanunlaşmasında en büyük pay sahiplerinden birinin Temperance Hareketi olduğu görürüz. Temperance Hareketi’ni kısaca tanımlayacak olursak da alkol kullanmayı reddeden alkol karşıtı insanlardan meydana gelen bir hareket olduğunu söylemek yerinde olur. Geçmişi 19. yüzyılın başlarına kadar uzanan alkol karşıtı bu hareketin oluşmasındaki en önemli nedenlerden birkaçı olarak gelişen sanayiyle birlikte kentlerde artan köylü nüfusunun adaptasyon zorluğu, alkolün işçilerin üzerindeki aylaklık ve tembellik açısından etkileri, sarhoş erkeklerin aile içi şiddeti sayılabilir. Alkolün aile içi şiddeti arttırması ise İçki Yasağı’nın, kadınlar açısından neden bu denli desteklendiğinin de bir göstergesidir. 1900’den sonra ise alkol karşıtlığının koordinasyonunu Temperance Hareketi’nden ziyade Anti-Saloon League devraldı. Anti-Saloon League ise Temperance Hareketi gibi alkol ve içki tüketilen mekanlar karşıtı bir örgütlenmeydi ve dinamizmini İlerleme Çağı (1890-1920)’nın yaygın politik ve sosyal aktivizminden almıştı. Bu örgütlerin yanı sıra yasağın bir diğer destekçileri ise belli Hristiyan mezheplerdi. Hristiyanların arasında ise o dönemlerde kiliseye bağlılığı çok yüksek seviyelerde olan Protestanlar, özellikle Evanjelik Protestanlar İçki Yasağı’nı, Volstead Yasası’ndan önce de destekliyor ve uyguluyorlardı. Saydığımız bu örgütlerin ve nedenlerin girişimiyle Anti-Saloon League’nin başkanı Wayne Wheeler tarafından tasarlanan ve sonraları Volstead Yasası, Ulusal Yasak Yasası gibi adlarla da anılacak olan bu değişiklik, Başkan Woodrow Wilson’un veto etmesine rağmen kongrenin yüksek çoğunluğun kabul etmesiyle 28 Ekim 1919’da yasalaşmış ve 17 Ocak 1920 itibariyle de uygulanmaya başlanmıştır.

Anti-Saloon League’nin Alkole Karşı Sulu Çözümü, Hawaiian Gazette, 1902
İçki Yasağı’na Dair New York Times Gazetesinin Haberi, 17 Ocak 1919

Bu yasanın ilk problemi henüz uygulanmaya başladıktan 59 dakika geçtikten sonra meydana gelmişti. Bu olay, polis kayıtlarına silahlı bir grup hırsızın yaklaşık 100.000$ değerinde viski taşıyan iki treni soyması olarak geçmişti. Bu ise kaosun başlangıcıydı. Yasa geçmişti, yasanın olması için talep vardı fakat o dönemlerde Birleşik Devletler, ülkenin tamamına hâkim değildi. Bu da yasayla beraber karaborsaya ve yeraltına inen içki ticaretinin artık devlet kontrolünden çıkıp yerel ve daha sonraları ulusal boyuta ulaşacak suç örgütlerinin eline düşmesi demekti. İçki Yasağı’na kısa bir süre kala içki depolamak, kendi içki üretim tesislerini kurmak, yurt dışından içki ithal etmek, ülkeye sokulan ürünün ticareti, nakliyesi ve kayıtsız olmasından dolayı vergi ödememek gibi yasadışı yollarla pek çok suç örgütü yüksek meblağlarda para ve nüfuz sahibi oldular. İçki kaçakçılığı sayesinde fazlasıyla zenginleşen bu örgütler polis, hâkim gibi devlet memurlarını rüşvet vererek istedikleri yönde kullanıyor ve böylece işlerini daha da büyütüyorlardı. Kaliteli içki, yüksek kesime hitap ettiği için bu suç örgütleri arasında belli çıkar çatışmalarına ve savaşlara da neden olabiliyor böylelikle suç oranları ciddi bir miktarda artıyordu. Diğer bir önemli husus ise, suç örgütlerinin içki kaçakçılığına ek olarak kumar, şantaj, fuhuş işlerini de zenginlik yolunda birer araç gibi kullanmalarıdır. Hiç şüphesiz bütün bu yasadışı işler ve eylemler toplumun huzurunu bozmakta, devlet otoritesini sarsmakta ve sosyal yapıyı zedelemekteydi. Bu yasanın uygulanmasındaki aksiliklerden ve kabiliyetsizliklerden dolayı büyüyüp artık ayrı bir otorite gibi hareket eden Al Capone, Charles Luciano, Meyer Lansky, Enoch Thompson, Arnold Rothstein ise suç örgütü liderlerinden sadece birkaçıdır.

Ulusal İçki Yasağı zaman geçtikçe destekçilerini yitirdi ve yasa karşıtlarının sayısı arttı. Ayrıca uygulanmaya başladığından yürürlükten kaldırılana kadar neden olduğu zararlar faydayı geçmişti. Ki yasanın başlarda destekleyicileri bile samimi olarak yasanın başarısız olduğunu beyan eden söylemlerde bulunmuşlardır. Üzerine bir de Büyük Buhran eklenince hükümet içkiden gelmesi beklenen yüklü vergiye ihtiyaç duydu. Bütün bu gelişmelerin üzerine 1933 yılında Cullen-Harrison Yasası olarak da bilinen 21. Değişiklik, Başkan Franklin Roosevelt tarafından da imzalanarak 18. Değişiklik’in getirdiği Ulusal İçki Yasağı’nı sonlandırmıştır. Bu yeni değişiklikle birlikte alkol seviyesi belirli bir miktarın altında olan içeceklerin kullanımına izin verilmiştir. Ulusal bazda kaldırılan İçki Yasağı, 18 eyalette ise yerel olarak sürdürülmüştür. Cullen-Harrison Yasası’nın uygulanmaya başladığı tarih olan 7 Nisan 1933 ise her yıl aynı tarihte Ulusal Bira Günü’nün kutlanmasına vesile olmuştur.

Mayıs 2019 İtibariyle Amerika’daki İçki Yasağı Haritası
“Dry” Bölgeler (kırmızı), “Wet” Bölgeler (mavi), “Mixed” Bölgeler (sarı)

Sonuç olarak bu yasağın belli açılardan etkilerine bakacak olursak da alkollü ürünlerin yer altına inmesinden dolayı satışından vergi alınamaması, suç örgütlerinin artmasından dolayı devletin, suç ve suç örgütleriyle olan mücadeleye ayırdığı paranın yıldan yıla artması, yasaktan dolayı kapatılan onlarca fabrika, içki salonu ekonomiyi kötü etkilemekteydi. Bunların yanında işçilerin, devamsızlık oranlarının düşmesi ise İçki Yasağı’nın ekonomiye iyi etkilerindendi fakat genele baktığımızda araştırmacılar, İçki Yasağı’nın Amerikan ekonomisini olumsuz etkilediğinde hemfikirdir. Sağlık açısından bakacak olursak da İçki Yasağı ile birlikte alkol kullanımına bağlı gelişen siroz oluşma oranında ve alkol tüketiminde azalış, yasağın kalkmasıyla birlikte de bebek ölüm oranlarında artış görülmüştür. Bütün bu olanlara baktığımız zaman kontrolsüz bir yasağın kontrollü bir rahatlıktan daha kötü sonuçlara neden olabileceğini görmekteyiz. Nitekim bizlerin de bu gerçekten ders çıkararak atacağı adımları, alacağı kararları tepeden inme değil benimsenmiş ve tam olarak açıklanmış bir şekilde uygulamaya koyması başarıya ulaşmak açısından elzemdir.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s