ÇEVİRİ, Teknoloji

Web 3.0 Neden Önemli ve Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Bu yazıyı 5 dakikada okuyabilirsiniz.


Hızla değişen gelişen teknolojiler arasında olan bizi -yani bireyleri- merkeze taşıyabilecek olan Web 3.0 hakkında insanlarımıza genel bir konjonktür sağlayabilecek bu yazıyı çevirme ihtiyacı duydum. Gerek Türkçeye çevrilen makalelerin azlığı gerekse hepimizin, dolaylı ya da dolaysız kullanacağı bu teknoloji, bu metni çevirmemdeki itici güç oldu. Umarım yeterince açık olmuştur. Yazım hatalarını (varsa) belirtmenizi rica eder ve keyifli okumalar dilerim.

Mütevazi Bir Başlangıç

Web 3.0’la ve endüstriye getireceği değişikliklerle ilgili kuru bir gürültü var; fakat yalnızca az sayıdaki kişi neden bunun ortaya çıktığını ve bize neler getireceğinin farkında. Bunu anlamamız için, biraz geçmişe gidip atalarını, yani Web 1.0 & 2.0’ı incelememiz gerekiyor. Tıpkı Orta Çağ gibi Web 1.0’ın ismi de kendi çağı kapanıp yenisi açılana kadar verilmedi. Açılımı World Wide Web diye bilinen yenilik, sadece birtakım interaktif olmayan ve bilgi dolu statik web sitelerden oluşuyordu. Bağlanmak, çevirmeli ağ denilen köhne modemlerle sağlanıyordu ve aynı anda telefonla konuşup internete bağlanamamak da cabasıydı. Çıldırtacak bir şekilde yavaş olan ve bırakın video izlemeyi, müzik dinlemeyi, bir şarkıyı indirmek için  en az bir gün beklediğimiz günlerdi.

Ve Sonra 2.0 Olanı Geldi

Hala gönlümüzde olan bip-bipleyen modemler ve sıkıcı durağan arayüzler büyük ölçüde uçtu gitti. Hızlanan internet, interaktif içeriğin tuğlalarını döşedi. Yeni web artık sadece gözlemci olmayı değil ayrıca, katılımcı olmayı da yanında getirdi. Küresel bilgi paylaşımı arzusu Sosyal Medya çağını yumurtladı. Youtube, Vikipedi, Flickr ve Facebook sesini duyuramayanların sesi oldu. Benzer emelleri olan topluluklar için bir araç oldu.

Tasarımcıların, geliştiricilerin ve yöneticilerin sadece bir yayında düzenleme yapmaları için kafa kafaya verdikleri zamanlardan bu blog yazısını paylaşmanın zahmetsiz bir 30 saniye aldığı zamanlara… Tarifi olmayan bir büyüme. Biz buna Oku-Yaz-Yayınla dönemi diyoruz. Bilgiyi yaymanın bu 3 kelimeyi söylemek kadar kolay olduğu bir dönem.

O zaman şunu sormakta yarar var: Web 2.0 zaten güzel, Web 3.0’ı ne yapalım ki?

Bilgi Paradır

BM’nin tahminlerine göre, internet kullanıcıları, 2000–2015 yılları arasında 738 milyondan 3.2 milyara yükseldi. Bu, kabul edilemeyecek kadar büyük, etrafta uçuşan veri, büyük dijital şirketler tarafından fark edildiğinde kişisel bilgiler çok değerli bir varlığa döndü. Böylece, merkezi sunuculardaki veriler topluca depolanmaya başladı. Amazon, Facebook ve Twitter en büyük güvenlik görevlileri oldu. İnsanlar bu hizmetlerin kolaylığı için güvenliği hiçe saydılar; bilseler de bilmeseler de kimlikleri, gezinme alışkanlıkları, aramaları ve çevrimiçi alışveriş bilgileri en yüksek teklif verene satıldı.

Web 3.0 Devrimi

Bu aşamada Web 2.0 taraftarları, çoktan bir varis arıyordu ve yeni “web”in Web 1.0’ın vizyonuna nostaljik bir dönüş yapacağını yani daha çok bizden olan, daha çok mahremiyet sağlayan güce (ve veriye) yoğunlaşan ve tartışmaya açık istekleri olan behometlerin (dev yaratıkların) avuçlarından gerçek sahiplerine geri dönmesini sağlayacak bir “web”i öngörüyorlardı.

Daha adaletli ve şeffaf bir web görüşü 2006 yılı civarına kadar gidiyor; ancak o zamanın teknolojileri ve araçları yetersizdi. Bitcoin’in ve yanında getirdiği eşler arası dijital depolama sisteminin doğmasına hala 3 yıl vardı. Merkezsizleştirme bir fikirdi ve blokzincir de onu meşru kıldı. Artık tasviri insan merkezli internet olan yeni bir kavramımız var.

Yüksek Mahremiyetli Tekel Karşıtı Web

Web 2.0, birçok otoriter güç yapısını demokratikleştirip yeni fırsatlar yaratırken ekonomideki lokomotifleri büyük bir ölçüde özelleştirdi ve tekelleştirdi. Facebook, Uber ve AirBnB açık kaynakları kapalı ağlarla yönetti. Web 3.0 tam anlamıyla bu bahsedilenin antitezi ve çoklu fayda merkezlerinin açık bir ağ boyunca değer paylaşmasıyla ilgili.

Çok da uzak olmayan bir gelecekte kripto temelli telefonların, VPN’lerin, merkezsizleştirilmiş depolama ve kripto para cüzdanlarının yaygın olduğu bir dünyayı öngörmek kolay. Black Mirror vari, mahremiyet üzerine bir distopyaya gözlerimizi açmamamız için işte Web 3.0’ın sunduğu avantajlar:

Merkezi Bir Kontrol Yok:

Aracılar denklemden kaldırılıyor. Blok zincirler örneğin, Ethereum, kuralların kırılamayağı ve verilerin tamamen şifrelenmiş olduğu güvenli bir platform sağlıyor. Alphabet ve Apple artık kullanıcı verilerini kontrol edemeyecek. Hiçbir devletin ya da oluşumun siteleri, servisleri ortadan kaldırma durumu olamayacak ve hiçbir şahıs başkaların kimliklerini kontrol edemeyecek.

Bilginin Sahipliği:

Verinin tüm kontrolü tekrar son kullanıcıda olacak ve şifreleme güvenliğini elde edecekler.

Ardından veriler durumdan duruma ve isteğe bağlı paylaşılabilecek. Amazon ve Facebook gibi büyük şirketler, diyet tercihleri, gelir, ilgi alanları, kredi kartı bilgileri ve daha nicesi hakkında bilgi depolayan sunucu merkezlerine sahip. Her yıl sırf bu veriler için merkezlerinin gelişimine ve ayrıca, pazarlamacılar ve reklamcılara milyar dolarlar döküyorlar.

Siber Saldırı Başarılarında ve Veri İhlalinde Dramatik Düşüş:

Veriler, merkezsizleştirilmiş ve dağıtık olacağından, saldıranların tüm sistemi çökertmesi gerekecek. Kullanılan ABD destekli, üç harfliler (CIA, FBI, vb.) tarafından faaliyette olan Vault7 gibi araçlar kullanılamaz olacak. Günümüzde internet şirketleri, kullanıcı verilerini teslim etmeye zorlanıyor veya veri tabanının tamamını incelemeye mecbur kalıyor. Bu veri ihlalleri sadece terör gibi başlıca tehditlerle de sınırlı değil; 2017’de Coinbase, ABD Milli Vergi Dairesi’nin 15.000’in üzerinde kullanıcının verilerini görmeyi talep etmesi üzerine dava açtı. Sonunda kaybettikleri dava, izinsiz erişimi haklı çıkarmak için en küçük bir neden olmamasına rağmen binlerce müşterinin parasal durumunun hükumet yetkililerinin eline geçmesine sebep oldu. Bu gibi davalar, ne yazık ki tek tük değil: 2013’te güvenli e-posta sağlayıcısı Lavabit ABD hükumetine SSL anahtarlarını vermek yerine şirketi kapatma kararı aldı.

Cihazların Karşılıklı Çalışabilmesi:

Uygulamalar, kolayca kişiselleştirilebilecek ve cihazdan bağımsız bir şekilde, akıllı telefonlarda, televizyonlarda, arabalarda, akıllı sensörlerde çalışabilecek.

Günümüzde, aplikasyonlar işletim sistemine özel tasarlanıyor ve sıklıkla tek işletim sistemiyle kısıtlı. Örneğin, çoğu Android’te çalışan dijital para cüzdanları iOS’ta bulunmuyor bu durumdan çoğu kullanıcı bıkmış durumda. Ayrıca, fazladan uygulama güncellemeleri ve sıkıntılarıyla uğraşmak yazılımcılara da yük bindiriyor.

İzin Gerektirmeyen Blokzincirler:

Herkes bir adres oluşturup blokzincir ağına katılabilir. Blokzincirlere izinsiz erişim gücü küçümsenmemeli. Kullanıcılar, konumları, gelirleri, cinsiyetleri veya buna benzer sosyolojik, demografik faktörler sebebiyle engellenmeyeceklerdir. Servet ve başka dijital varlıklar, hızlı ve efektif bir şekilde, dünyanın her yerine gönderilebilecek.

Kesintisiz Hizmet:

Hesabın askıya alınması ve dağıtık hizmetlerin aksaması dramatik bir şekilde azalacak çünkü ortada sadece bir tane servis olmadığı için hizmetin kesilme ihtimali de çok az olacak. Veriler dağıtık bir şekilde çoklu bir şekilde yedekleneceği için sistemde arızanın ve sistemin ele geçirilmesinin önüne geçilecektir.

Peki Nasıl Çalışacak?

Her yeni ortaya çıkan teknolojinin gitgide sadeleşmesi gibi merkezsizleştirilmiş internete erişim için, insanların sadece bir aracıya ihtiyacı olacak. Bu aracı, bizim merkezsizleştirilme ilkesine dayanan aplikasyonlarla ve diğer servislerle etkileşimimize yarayacak.

• Google Drive veya Dropbox yerine, dosyaları dağıtmak ve depolamak için Storj, Siacoin, Filecoin veya IPFS teknolojisi gibi hizmetler olacak.

• Skype yerine Experty.io gibi platformlar olacak.

• WhatsApp ve Wechat yerine Status.

• İOS ve Android gibi işletim sistemleri yerine, Essentia.one ve EOS gibi sistemler(framework) yeni ağa şekil verecek.

• Akasha veya Steemit Facebook’un rolünü üstlenecek, Brave’in, Chrome’un ve Ethlance’in Upwork’ün işini göreceği bir ekosistem oluşabilecek.

Bunlar sadece örneklerden birkaçı. Web 3.0 oyuna girdiği gibi tekelleşmiş servis sağlayıcılar tarafından kıstırılmadan yeni platformlar, haklı bir rekabet içinde ortaya çıkabilecek.

Bundan üç yıl sonra kullanacağımız en iyi merkezsizleştirilmiş aplikasyonlar (dApps) ve merkezi olmayan hizmetler, aslında geliştiricilerin gözünde bir parıltıdan başka bir şey değildir.

Web 2.0’ın Web 1.0’ı saf dışı bırakması birden olmadığı gibi, Web 3.0’a geçmek de zaman alacaktır ve kullanılmakta olan çevrimiçi sisteme entegrasyonu gerekecektir. Ok artık yaydan çıktı ve Web 3.0 Devrimi için geri dönüş yok.


Bu yazı İngilizce bir makaleden çevrilmiş olup yazının orijinal metnine buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s