Bu yazıyı 5 dakikada okuyabilirsiniz
Etki faktörü (impact factor), bir derginin literatüre hangi düzeyde katkı sağladığının, o derginin makalelerine diğer bilim insanlarınca ne kadar başvurulduğunun, başka bir deyişle bilim camiasında nasıl bir “etki” bıraktığının göstergesidir. “Okuduğum makalenin sonuçlarına ne kadar güvenebilirim?” sorusuna cevap ararken dikkat etmemiz gereken hususlardan biri etki faktörüdür. Peki, “Etki faktörü tam olarak nedir, herhangi bir bilimsel çalışmanın kalitesini gösteren tek etken etki faktörü müdür ve söz konusu puanlama bir ülkenin ya da bir milletin bilimsel çalışmalarının etkinliği hakkında bizlere fikir verebilir mi?” şeklindeki sorularımıza cevap bulmaya çalışalım.
Etki faktörü, bir dergide yayınlanmış herhangi bir makalenin belirli bir yıl ve dönemde hangi sıklıkla atıf aldığının veya kaynak olarak gösterildiğinin bir ölçüsüdür.[1] Amerikan dil bilimci Eugene Garfield tarafından 1975’ten itibaren geliştirilen etki faktörü, herhangi bir derginin mevcut bulunduğumuz yıl içinde aldığı toplam atıf sayısının bu yıldan önceki iki yıl boyunca yayınladığı makale sayısına bölünmesiyle hesaplanmaktadır.[2] Buna alternatif olarak ise Atıf Skoru(Cite Score), 2016 yılında Elsevier tarafından geliştirilmiştir; atıf skorunda ise içinde bulunduğumuz yıl da dahil olmak üzere herhangi bir derginin son 4 yıl boyunca aldığı tüm atıfların yine son 4 yıl boyunca yayımladığı toplam makale sayısına bölünmesiyle bulunmaktadır.
Yukarıdaki formülasyonları zihnimizde daha iyi canlandırabilmek için bir örnek üzerinden devam edelim. Multidisipliner bir dergi olan Nature, 2017 yılında toplam 74.090 adet atıf yapmış, 2015 ve 2016 yıllarında ise toplam 1782 adet makale çıkarmıştır, buna göre 2017 yılı için etki faktörü 74.090/1782’den yaklaşık 41,57 çıkmaktadır. Aynı derginin 2019 yılı için atıf skoru ise son dört yıl boyunca aldığı toplam atıf sayısının (243.894) son dört yılda yayımladığı bilimsel yayın[3] sayısına (4786) bölünmesiyle yaklaşık 51 çıkmaktadır.[4]
Yukarıdaki matematiksel işlemlerin bizim için ifade ettiği anlam, söz konusu derginin 2015 ve 2016 yıllarında yayımlanan makalelerinin 2017 yılında ortalama olarak yaklaşık 42 kere alıntılanmış durumda olduğudur, bu değer aynı zamanda Nature’ ın binlerce bilimsel dergi arasındaki konumunu, saygınlığını ve hangi yüzdelik dilimde olduğunu da haber verir. Fakat daha da önemlisi etki faktörü, bir derginin kendisiyle aynı kategorideki diğer dergilerle kıyaslandığında etkinliği ve bilime olan katkısının düzeyi hakkında bizlere fikir verir.


13.000 derginin etki faktörü dikkate alınarak yapılan bir sınıflandırmada ilgili skoru 1’in üstünde olan dergi sayısı 9000 civarında(%73.21) kalmış, iyi bir skor olarak kabul edilen 3 ve üstünü bütün dergilerin %23 lük bir kısmı tutturabilmiş ve mükemmel bir skor olarak bilinen 10 ve üstüne yalnızca %2 lik bir bölüm ulaşabilmiştir.[5] Kabaca tarif edecek olursak 3 ve üstü etki faktörüne sahip olmak bir derginin ilk %20 lik dilimde yer aldığını, 10 ve üstü skorlu olmak ise ilk %2 lik dilimde bulunulduğunu göstermektedir.

Peki, etki faktörü, bilimsel dergilerin etkinliklerinin değerlendirilmesinde yegâne faktör müdür veya bazı suistimallere açık olamaz mı? Öncelikle etki faktörünün bilimsel çalışmaların ve onları yürüten araştırmacıların “kalitesini” göstermediğini nazara almamız gerekiyor. Etki faktörü bilimsel dergilerin genel olarak güvenilirliklerini, ortaya koyduğu çalışmaların sağlıklı-tutarlı olma ihtimallerini yansıtan bir göstergedir, ancak bu “etki faktörü düşük olan dergilerde yer alan hiçbir makaleye güvenilemez” veya “o dergide yayınlanmışsa demek ki değersiz, vasıfsız bir çalışmadır” şeklinde ön yargılı genellemelere alet ediliyorsa söz konusu gösterge suiistimal ediliyor demektir.
Bununla beraber, çok alıntılanan bir çalışmanın yayınlanmasıyla bazı dergilerin etki faktörleri yıldan yıla ciddi geçici sıçramalar yapabilmesi; dergi editörlerinin ilgili puanlarını yüksek tutabilmek adına daha fazla atıf alan derlemelere yer verip araştırma-vaka raporlarını yayımlamamaları, “zorla atıf yaptırma” (coercive citation) yoluyla haksız atıf kazanmaya çalışmaları, etki faktörlerinin yayınlayan kuruluşla (Clarivate) çıkar ilişkileri içine girip puanlarının arttırılmasını talep edebilmeleri[2] gibi bazı hususlar etki faktörünün geçerliliğine gölge düşürmektedir. Yakın zamanda geliştirilen atıf skoru ise hem halka açık olması, hem “atıflanabilir yayın” (citable item) şeklinde sübjektif ve hesaplamalarda kötüye kullanılabilecek bir kavram yerine bütün bilimsel yayınları hesaplamalara dahil etmesi hem de son iki yılın değil son dört yılın verilerini toparladığından yıldan yıla olan olası sıçramaların riskini azaltması gibi birçok özelliğiyle [6] yeni bir alternatif olarak karşımıza çıkmaktadır.
Son olarak acaba ülkemizde yayınlanan bilimsel dergilerimizin durumu nedir ve yayımladığımız makaleler bütünü düşündüğümüzde ne kadar atıf almaktadır? SCI (Science Citation Index) taramalarına göre Türkiye’de yapılan çalışmaların büyük kısmı (3/4’ü) Türkiye’de yayımlanan dergilerde yer almış, Türkiye adresli yayınların %40’ı hiç atıf almamış, yalnızca tek atıf alan makaleler %25 gibi yüksek oranda tespit edilmiştir. 15 ve üstü atıf alabilen çalışmalarımızın oranı ise %5,8 kadar düşük çıkmıştır. Ek olarak farklı zamanlarda yapılan çalışmalarda Türkiye adresli dergilerin etki faktörü sıralamalarında kendi alanlarında alt sıralarda olduğu bulgulanmıştır. [7] Aşağıdaki grafikte 2020 verilerine göre etki faktörü puanı en yüksek olan dergilerimizden bazılarını vermeye çalıştık.

Açıkça ortadadır ki yaptığımız çalışmaların büyük kısmı bilime ciddi katkı sağlayamamakta, bilim camiasında alıntılanabilecek düzeyde etki bırakmamakta ve dergilerimizin kendileri değil yalnızca adları “uluslararası” olabilmektedir. Peki mevzubahis durumu değiştirmek adına geleceğin nesli olan bizlere ne gibi görevler düşmektedir? Bu soruya verilebilecek birçok cevap vardır fakat biz birkaç tanesini sıralayarak yazımızı nihayete erdirelim:
- Bilimsel araştırmalarımızı, deneylerimizi akademide yükselmek, yeni unvanlar ve prestij kazanmak için değil; literatürde gerçekten eksik olan yerleri doldurmak ve insanlığın yararına doğrudan-büyük çaplı faydalar sağlayabilmek için yapmalı, çalışmalarımızı bu gaye çerçevesinde tasarlamalıyız.
- Ülkemizde yayınlanan dergilerin atıf sayısını, kendine atıfta bulunma ve diğer başka hakkaniyetsiz yollarla değil, içlerini kaliteli-iddialı çalışmalarla doldurma usulüyle arttırmaya gayret göstermeliyiz.
- Uluslararası alanda yabancı meslektaşlarımızla sağlam bağlantılar ve güçlü iş birliktelikleri kurarak ufkumuzu genişletmeli, çabalarımızın boşa gitme riski olsa da zor olan araştırma tasarımlarını tercih etmeliyiz.
- Elde edebileceğimiz bütün başarıları kendi saygınlığımız için değil milletimizin faydası uğruna işletmeyi-kullanmayı manevi bir sorumluluk olarak addetmeliyiz.
Not: Yerli dergilerimizi kendi alanlarındaki diğer uluslararası dergilerle kıyaslayabilmek için aşağıdaki iki grafiği inceleyebilirsiniz. Değerler, https://www.bioxbio.com/ sitesinden alınmıştır.


Kaynakça ve Dipnotlar
[1] The Clarivate Analytics Impact Factor, Dr. Eugene Garfield, The Institute for Scientific Information (ISI, Clarivate Analytics) https://clarivate.com/webofsciencegroup/essays/impact-factor/ (Son Erişim Tarihi: 29.12.2020)
[2] Impact factor, Wikipedia, https://en.wikipedia.org/wiki/Impact_factor (Son Erişim Tarihi: 29.12.2020)
[3] Etki faktöründe yalnızca bilimsel makale-derleme (article,review) hesaplanmaktayken atıf skorunda makale ve derlemelere ilaveten konferans bildirgeleri, kitap bölümleri, veri raporları da hesaplamaya dahil edilmektedir, bu sebeple “bilimsel yayın” ismini kullandık.
[4] Cite Score, Wikipedia, https://en.wikipedia.org/wiki/CiteScore (Son Erişim Tarihi: 29.12.2020)
[5] SCI Journal, What‘s a Good Impact Factor & Why It Matters (with 2018/2019 Impact Factor Ranking in 27 Categories) https://www.scijournal.org/articles/good-impact-factor (Son Erişim Tarihi: 30.12.2020)
[6] Scopus, CiteScore 2019 now LIVE!, https://blog.scopus.com/posts/citescore-2019-now-live (Son Erişim Tarihi: 30.12.2020)
[7] Doğan, G , Dhyı, S , Al, U . (2018). Web of Science’tan Çıkarılan Türkiye Adresli Dergiler Üzerine Bir Araştırma . Türk Kütüphaneciliği , 32 (3) , 151-162 . DOI: 10.24146/tkd.2018.35