Bu yazıyı 3 dakikada okuyabilirsiniz.
Büyük Savaş, 1918 yılının 11. ayının 11. gününün 11. saatinde sona erdi. O günün sabahı saat 5’te, insan gücünden ve erzaktan yoksun kalan ve yakın bir işgalle yüz yüze olan Almanya, Müttefiklerle, Fransa’nın Compiègne şehrinin dışında bir tren vagonunda ateşkes antlaşması imzalamıştı. Almanya, Büyük Britanya, Rusya, Avusturya-Macaristan’ın her birinden bir milyona yakın ve daha fazla can kaybıyla Birinci Dünya Savaşı, ardında toplamda 9 milyon ölü, 21 milyon yaralı asker bırakmıştı. Bunun yanında en az 5 milyon sivil de hastalığa, açlığa veya savaşa maruz kaldığından dolayı hayatını kaybetmişti.
28 Haziran 1914 tarihinde pek çok kesim tarafından Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesini tetiklediği düşünülen bir olay yaşanmış ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun Veliahtı Franz Ferdinand, Bosnalı Sırp Gavrila Princip tarafından, Bosna’nın Saraybosna şehrinde karısıyla birlikte vurularak öldürülmüştü. Ferdinand, Avustura-Macaristan İmparatorluğu’nun topraklarını, bağımsızlığını yeni kazanmış Sırbistan’a katmak isteyen Sırp Milliyetçileri tehdidine rağmen, amcasının Bosna-Hersek’teki imparatorluk silahlı kuvvetlerini teftişe gitmişti. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, bu saldırıdan dolayı Sırp Hükümeti’ni sorumlu tutuyor ve bu olayı, Slav Milliyetçiliği sorununu kesin olarak ortadan kaldırmak için bir gerekçe olarak kullanmayı umuyordu. Ancak Rusya Sırbistan’ı desteklediği için, Avusturya-Macaristan’ın savaş ilanı, liderleri, Kayzer Wilhelm’den Almanya’nın bir Rus müdahalesi durumunda davalarını destekleyeceğine dair güvence alana kadar ertelendi.
28 Temmuz’da Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Sırbistan’a savaş ilan etti ve böylece Avrupa’nın büyük güçleri arasındaki kırılgan barış da bozulmuş oldu. 29 Temmuz’da, Avusturya-Macaristan kuvvetleri Sırbistan’ın başkenti Belgrad’ı bombalamaya başladı ve Sırbistan’ın müttefiki Rusya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’na karşı askeri seferberlik ilan etti. Rusya’nın müttefiki olan Fransa ise 1 Ağustos’ta seferberliğe başladı. Bunun ardından Fransa ve Almanya 3 Ağustos’ta birbirlerine savaş ilan ettiler. Alman Ordusu, tarafsız Lüksemburg’u da geçtikten sonra 3-4 Ağustos gecesi Belçika’yı işgal ederek Belçika’nın müttefiki Britanya’nın, Almanya’ya karşı savaş ilan etmesini tetiklemiş oldu.
Avrupa halkının büyük bir kısmı savaşın patlak vermesini coşkuyla karşıladı. Pek çok vatansever, ülkelerinin birkaç ay içerisinde zafere ulaşacağına inanıyordu. Savaşa ilk dahil olanlardan Almanya, düşmanlıkların açığa çıkmasına karşı en hazırlıklı ülkelerdendi ve askeri liderleri, Schlieffen Planı adıyla Belçika üzerinden Kuzey Fransa’ya doğru bir yay doğrultusunda saldırarak Fransa’yı fethetmeyi öngören karmaşık bir askeri strateji tasarlamışlardı. Yavaş hareket eden Rusya ise -Almanya Fransa’ya saldırırken- Avusturya-Macaristan İmparatorluğu güçleri tarafından işgal altında tutulacaktı.
Schlieffen Planı, başarıya yaklaşmaya çok yakındı ancak Eylül ayının başlarında Fransızlar toparlandı ve Paris yakınlarındaki kanlı Marne Muharebesi’nde Alman ilerleyişini durdurdu. 1914’ün sonunda, Avrupa’nın savaş meydanlarında çeşitli milletlerden bir milyondan fazla asker öldürülmüştü. Bu durum ne Müttefikler ne de İttifak Devletleri için nihai bir zafer olarak görünüyordu. Batı Cephesi’nde -kuzey Fransa ve Belçika boyunca uzanan savaş hattı- askerler, korkunç bir yıpratma savaşı için siperlere yerleştiler.
1915 yılında Müttefikler, bu çıkmazları kırmak amacıyla 1914 yılının Ekim ayında İttifak Devletleri’ne katılan Türkiye’ye denizden bir işgal girişiminde bulundular fakat çok kan döküldükten sonra Müttefikler, 1916 yılının başında geri çekilmek zorunda kaldılar. 1916 yılı, Batı Cephesi’nde Almanya ve Britanya kuvvetlerinin büyük saldırılarına sahne oldu ancak iki taraf da nihai bir zafer elde edemedi. Doğu Cephesi’nde ise Alman kuvvetleri daha başarılıydı ve düzensiz Rus ordusu korkunç kayıplar verdi, bu durum da 1917 yılında Rus Devrimi’nin patlak vermesine vesile oldu. 1917 yılının sonunda, Bolşevikler Rusya’da yönetimi ellerine geçirdiler ve hızlı bir şekilde Almanya ile barış müzakerelerine başladılar. 1918 yılında, Amerikan kuvvetlerinin ve desteğinin Batı Cephesi’ne akması, nihayet ibreyi Müttefiklerin lehine çevirdi. Sonuç olarak da Almanya 11 Kasım 1918 tarihinde Müttefikler ile ateşkes antlaşması imzaladı.
Birinci Dünya Savaşı, yol açtığı büyük katliam ve yıkım nedeniyle “tüm savaşları bitirmek için yapılan savaş” olarak biliniyordu. Ama ne yazık ki çatışmaları resmi olarak sona erdiren barış antlaşmasıyla -1919 yılında imzalanan Versay Antlaşması- Almanya’ya uygulanan cezalandırıcı şartlar sonucunda Avrupa istikrarsızlaştı ve bu antlaşma İkinci Dünya Savaşı’na giden sürecin altyapısını oluşturdu.
*Yazının kapak fotoğrafı orijinal metinde olmayıp çevirmen tarafından eklenmiştir. Mevcut kapak görselinde hem 11 Kasım 1918 hem de 22 Haziran 1940 tarihli ateşkes antlaşmalarının imzalandığı tarihi Compiègne Vagonu bulunmaktadır.