TARTIŞMA OTURUMLARIMIZ

SSCB ve Afganistan İlişkileri

SSCB’nin Afganistan ile olan ilişkileri 1917 Bolşevik devrimine kadar uzanıyordu. Bu dönemde Lenin Amanullah Han’a Afganistan ile diplomatik temas başlatmak için bir mektup yollamış ve daha da ileri giderek emiri “tek bağımsız müslüman ülkenin hükümdarı” olmak ile övmüştür. Bununla birlikte birçok subay SSCB’ye askeri eğitim almak üzere gitmiş ve döndüklerinde SSCB nüfuzu olarak orduya katılmıştır. Özellikle 1953 yılında Stalin’in yerine geçen Nikita Kruşçev silah ve baskı yerine komşularına ekonomik ve sosyal yollar ile nüfuz etme yoluna gitmiştir. Bu dönemde yoğun bir şekilde silah, para ve askeri teçhizat yardımı yapılmış ve askeriye dışında, imar ve altyapı meselelerinde de Sovyet uzmanları Kabil’e gelmişler ve çeşitli projelerde görev almışlardır. ABD’nin bu dönemde Pakistan ve İran’a yardım yaparken Afganistan’a yapmaması ve bu soruna eğilmemesi de Afganistan’ın SSCB nüfuzu altına girmesinde önemli bir rol oynamıştır.

Felsefe Tarihi

Sosyalizm Nedir ve Nasıl Ortaya Çıkmıştır?

Sosyalizm genel itibarı ile ekonomik olarak üretim araçlarının hakimiyetinin toplumlara ait olduğunu savunan ve herhangi egemen bir sınıfın veya zümrenin bu araçlar üzerindeki kesin hakimiyetini, belirleyiciliğini reddeden sosyal ve ekonomik bir doktrindir. Sermayenin yani mevcut ekonomik getirinin ve dağıtımın kamunun, devletin kontrolünde olması gerektiğini dile getirir. Sosyalist bakışa göre bireyler birbirinden izole bir şekilde yaşamaktan ziyade birbirleriyle iş birliği ve paylaşım içinde olmalıdırlar. Bundan ötürü üretilen herhangi bir ürün, mal sosyal bir nitelik taşır. Ürünün üretilmesinde katkı yapan her birey bu ürünün paydaşlarından biridir.